İnsanların canavarlaşkığı
Çılgınlığın
Son haddine ulaştığı
Değerlerin bittiği
Merhametin,
Unutulup gittiği
Bir zamanda…
Ötelerin ötesinden
Bir nidâ geldi
OKU…!
Emri ile ilk âyetler indi
Nur doğdu
Nur
İnsanlığı emsalsiz güzelliklere boğdu
Beklenen olmuş
Zaman demini bilmuştu
Bu son ilahi kitap
Bu son ilahi dindi
Kâinatın efendisi,
Efendimiz gelmişti…
“Hoş geldin, yerde gökte övülen
Hoş geldin, canlardan çok sevilen
Hoş geldin, rahmetiyle bilinen
Hoş geldin”
Olanlar oldu, duyanlar duydu
Dağlar taşlar, güller, kuş’lar selâvatlar okudu
Esselâtu vesselâmu aleyke ya Resulallah
Esselâmu vesselâmu aleyke ya Habiballah
Olanlar nur dağında oldu
Yalnızlığın bölüşüldüğü
İlahi randevu’nun buluşulduğu
Nur dağı…
Yokuştur., diktir.
Hirâ’ya çıkmak, sünnettir
Huşû ile, adım adım çıkılır
Muhabbet, kaynağından yudum.yudum içilir
Vâhyin diyarına
Bu geçitten geçilir
Geçtiler…
Nur deryasından kıvılcım alanlar
Erişilmez ufuklara vardılar
Kimi köleler vali
Kimileri komutan oldular
İki cihan saadetini
Efendimizde buldular…
“Hayranım kirpiğine gözüne
Hayranım, gül yüzüne sözüne
Hayranım, Ayağına izin
Her şeyine hayranım…”
Hüsran ekip, hürsen biçenler
Gönül yarasına kezzap dökenler
Duydular…
Anlamadılar,
Gördüler…
Sevemediler.
Nefsine,dünyaya aşık olanlar
Bilemediler.,Olamadılar, gelemediler
Çelerlin, susuz tencere gibi kaynadığı
Gözlerin, kanlı pencere gibi oynadığı
Cebeli serv’de aradılar
Bulamadılar…
“Kurbanım, duruşuna, bakışına
Kurbanım, gülüşüne, kokuşuna
Kurbanım, sürmesine, nakışına
Her şeyine kurbanım…”
İnim, inim inleyenler
Mülkünsahibini bilmeyenler
Arsaalıp, bina satanlar
Teharetsiz dolaşıp
Abdestsiz yatanlar…
Yüzünüz gülmeyecek
İnsanları dolandıranlar
Lokmalarını kana, irine bulayanlar
Dünya sizi yoracak
Sizede kalmayacak
Aklı sarhoş edenler
Hevâ, heves peşine gidenler
Küçülen gözlerle, küçülenler
Kumara doymayan,
Zara üfleyenler…
Kazanamıyacaksınız…
Hep
Mahrum kalacaksınız…
Yetim malı yiyenler, zina edenler
Şeytanın ardı sira gidenler
Hakk’ı hukuku bilmeyenler
Böyle gideceğinimi sanıyorsunuz?
Aldanıyorsunuz…
Uyuyorsunuz…
Gelen gider, yaşayan ölür
Zaman değirmeni sizleride öğütür
Olup bitenden, gelip geçenden
İbret al…
İmansız kalbin
Dümensiz kafası olma…
Ölüm tırpanını düşün
Gaflete dalma…
Şükür yerine, küfrü seçenler
Hüzün toprağına kamış dikenler
Ölüm var bilesiniz
Ona göre gülesiniz…
Sizlerde öleceksiniz
Fatihalar yerine
Alkışlarla gömüleceksiniz…
Ne yakılan mum’lar
Ne elpençe duran kul’lar
Sizleri kurtaramayacaklar
Herkes hesabını kendi verecek
Vekâlet,kefâlet kabul edimlmeyecek
Sevenler sevinecekler
Sevmeyenler silinecekler…
“Vurgunum, avucura parmağına
Vurgunum, mühürüne,tırnağına
Vurgunum, sünnetine her yanına
Her şeyine vurgunum…”
Dünya dönüyor
Dünya döndükce her anölüyor
Dünya merhametsiz kaldı
Dünya muhabbetsiz kaldı
Dünya amansız kaldı
Dünya Sultan’sız kaldı
Müminler başsız
Yetimler aşsız
Fakirler işsiz kaldıKöle müminler
Elleri, dilleri, yürekleri
Kelepçeli müminler
Yurtlarında mahkum
Dünyada mazlum müminler
Duymayan kulaklar
Görmeyen, gözler
İmansız, namazsıs
Secdesiz, Kur’ansız kaldı…
Gülsüz,yüzsüz
Aşk’sız, sevdâsız
Şefkâtsiz, merhametsiz kaldı
Kalacaklar…
Gülmeyecekler, ölmeyecekler
Evler…
Haram dolu
Kavga dolu
Cinnet dolu
Zillet dolu
Faiz dolu, rüşvet dolu
Evler…
O
Evlerde geceler
Gâflet dolu, şehvet dolu
Cüceler…Benim, benim diyenler
Tıkına, tıkına yiyenler
Lağımları sevindirenler
Silemeyeceksiniz……
Kalbinizin karasından
Günahlarınızın cezasından
Titreyeceksiniz…
“Tutkunum, hayaline, düşüne
Tutkunum, Tebessümle gülüşüne
Tutkunum,Güller gibi kokuşuna
Her şeyine tutkunum…”
Geliniz…
Kin diyarından,
Din diyarına varalım
Ömür ipliğine
Şükür yumağını saralım
Boyun bükelim
Gözyaşı dökelim…
Tövbe edelim…
Güneş doğmadan. Sabah olurmu?
Gâm selinde boğulan,mevlasını bulurmu?
Çimendeki Naz’a bak
Meltemdeki haz’a bak
Bahara bak, yaz’a bak
Zaman ırmağına dalalım
Hakk’a sevdâlanalım…
Dönelim Rabbimize
Her şeye kâdir Zülcelâlimize
Sıfırın içinde,sonzsuzluğu tüketmeyelim
Sünnetullahı’Sünneti Rusulullahı izleyeleim
Söyleyip,
Yüzsüz olacağıma
Söylemem,
Dilsiz olurum diyemedim…
Efendim…
“Biliyorum, seviyorum korkmadan
Yürüyorum, koşuyorum sapmadan
Gülüyorum, ağlıyorum bıkmadan
Efendim, Efendim, canım efendim…”
Kayıt Tarihi : 1.8.2006 18:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!