Herkesin müşteri olduğu,
Hep lateks astarlı, şu dünya.
Kokuşmuş bayağılıklarla,
Özgürlük barkotludur güya.
Üşüyoruz, bağrımız açıkken.
”Kim takar” şerefi, prensibi?
Vicdanda örümcek dolaşırken,
Gülümseriz bir kuzu gibi.
Gün geçtikçe güzelleşiyoruz,
Dışımız kusursuzlaşıyor.
Neşterin kölesi oluyoruz.
İçimiz ıssızlık kokuyor...
Namusu yadırgar, kovalarız.
Gereksiz bir zahmettir, eyvah!
Öfleyip, pöfleyerek kaçarız.
Yıprandı hem sevap, hem günah.
Zevk deyip çirkinliği yeğleriz,
Uğraşmak, terlemek kalmadı.
Duyarlı biri varsa güleriz,
Bu dünya taş kalpli mabedi.
Bir selam değeri yozlaşırken.
Birlikte yenilen her aşın
Ne hatır, ne de hakkı kalırken,
Aşınırken alem köreldi...
28 Ekim 2009
Alanya
Kayıt Tarihi : 31.3.2010 15:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Güzel şeyler söylüyorsunuz da; söyleme kalıplarınız yanlış gibi geliyor bana. Dörtlüklerle yazmak istiyorsanız, 'Koşma' veya 'Semai' kalıplarına dikkat etmelisiniz. Uyakların belli özellikleri vardır. Onları gözetmelisiniz. Aslında sizin tarzınız : Serbest Müstezad; bunu yeğlerseniz, daha rahat edersiniz..Saygılar efendim.
TÜM YORUMLAR (2)