KÖPEK
Mağrurdu solsa da kızgın güneş,
Sensizdi şuh kahkahalarda sokaklar.
Hazandı, çalışsa da gök kuşağı ressamlar,
Yüzüm yerde dolaşıyorum, yaslı yollar.
Kahpe bir pusu, çınlıyor frenler beynimde,
Ötelere bir hamle yok, bedenimde.
Ruhum; benlik hesabında tepişmede.
Bir çuvaldız boyu yol almışım,
Kayıtsızca bakıyorum, sadece...
Minik, sevimli, uyuz bir köpek,
Civanmert kalmış orta yerde.
Mağrur arabalar bağırıyor çevresinde.
Hazan vurmuş yaprak gibi,
Olmuş mağrur ruhun helaki.
Sokmuş kuyruğu bacakları arasına,
Cılız pehlivan umurunda değil dünya.
Pasaklı pul pul kahverengi kulakları,
Zorla duruyor, adaleli ince bacakları,
Güç bela tutuyor acımasız arabaları,
İyiliğin kölesi insaflı frenleri.
Bıraksa ezecek, teker teker her biri.
Bir an yüzüme bakıyor, tanıyor beni,
Bin yılın yorgunu buğulu gözleri.
O bende ben onda görüyor aksini.
Yere bir hamle, uzatıyorum elimi,
Güç bela yutkunuyor, çıkarıyor dilini.
Sevgiyle, usulca diyorum ‘sen de mi? ‘
Cevapsız… Çekiyor sümüklü burnunu.
Çaresiz, tutuyor sevda yolunu.
Mabetten ayrılıp meyhaneye düşmüş gibi,
Yürüyoruz yine, baş dik, gözler kederli.
05.11.1995 – 02.20
Prekeşkül / BAKÜ
Kayıt Tarihi : 11.2.2007 00:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Azerbaycan' da iken işlek bir caddede dört yol ortasında arabalar arasında kalan bakımsız bir sokak köpeğine yazıldı.

TÜM YORUMLAR (1)