Kolejde Son Cuma Şiiri - Ali Kater

Ali Kater
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kolejde Son Cuma

Bir gün,
Hiç beklemediğimiz bir anda...
O “son Cuma” geldi çattı.
O “son bayrak töreni”.

“Daha önümüzde çoook uzun günlerimiz olacak”
Diyordu,
Gazi Hocamız...
Bir bayrak töreninde…
Daha geçen yılın başında.
Bu bahçede toplanmışken.
-Zaman ne çabuk geçiyor değil mi? -

Müzik hocası birazdan,
(Acaba Şule DÖLEN miydi?)
İstiklal Marşı’nı söyletmeye başlayacak.
Bir marşlık süre kaldı önümüzde çocuklar.
Birkaç kısa dakika.
-Oğuzhan bayrağı sen tut son kez.-

İşte dostlarım,
Çağlar pastanesinde kaçak maç seyrettiğim
İlk sigaramı otlandığım
İlk defa birlikte ağladığım
-Müdür lojmanının arkasındaki ağlama seanslarımızı hatırlayın-
Gima Mağazalarında ilk kez alışveriş yaptığım
-Alper ve Gürhan-
Lüzümsuz yere kavga ettiğim, kalbini kırdxığım
Dostlarım.

İşte
–okuldan her sıkıldığımızda-
“o hep gelmesini beklediğimiz gün” geldi.
“Şu okul bitse de bir kurtulsak”
Kehaneti,
Kendini doğruladı.

Ne o?
Neden böyle ağlamaklısınız hepiniz?
Neden pişmanlıkla doldu bugün, nemli gözleriniz?
Yoksa o ilk kar yağan geceyi mi hatırladınız?
Mersin’li ve hiç kar görmemiş kardeşlerim.
Yoksa Nezir abiyi, Bülent BÜLBÜL’ü, İbo SERMET’i,
Ve sevgi dolu abiliklerini
Mİ HATIRLADINIZ?

Yavuzlar Hoca’nın evinde içtiğimiz demli çayları,
Sellektör Kazım’ı,
Şveps’i,
Gazi’yi,
Kantinci Nuri Amca’yı,
Ve havalı oğullarını,
Caygın Ağa’yı,
Ahmet ÇAĞLAR abinin unutulmaz moral gecelerini,
Dallas dizisinde “ceyar”ın vurulduğu sahneyi izleyebilmek için özel olarak alınan televizyon seyretme iznini,
Mİ HATIRLADINIZ?

İşte yıllardır hayalini kurduğumuz gün geldi.
Kurtuluyoruz artık buralardan...
Ütüsüz gömleklerden, düzensiz banyolardan, etüt sınıflarından, “arka bakkal”dan
Yani Şeker Fabrikası’nın o garip kokusundan
İstasyondan memlekete giden trenlerin çığlıklarından
Konya Spor lokali’nden
Yöntaş’tan
İlk defa karlı bir kış günü gezdiğimiz fuardan
İl kaçamağımızda gidip de, dönüşte etüt ağabeylerinden dayak yediğimiz Meram’dan
HB’den
-miydi Uğur? -
Doğuş Etli Ekmek saloınundan
Çeşnicibaşı’ndan
Mudo’dan
(Altuuuuuuğ)
Kurtuluyoruz

*

Öyleyse bu durgunluk,
Bu ayakların geri geri gitmesi,
Bu tarifsiz acı,
(En mutlu olmamız gereken bu günde)
-Mezun olmuşuz değil mi? -
Boğazımızdaki bu çözümsüz düğüm,
NEDİR?

*

Evet çocuklar,
Geride bırakıp gidiyoruz her bi şeyi...
İlk gençlik aşklarımızı,
Hayali’yi
-Valla eşim her şeyi biliyor-
Üzeri belki de onlarca defa boyanmış kahverengi sıraları,
Öğretmen odasının bazen açılmak bilmeyen dolaplarını,
-Öğretmen Odası deyince bilmem neden hep Hakan SAYIN canlanır gözümde-
“Okulun altında aslında mezarlık varmış” geyiğini,
Mutfaktan bazı geceler ekmek arası soğan alabilmek,
Ya da Hakan SAYIN’a Lades’ten sandöviç ısmarlama lüksü,
Hepsi, evet - evet hepsi bitti...

*

Gergin geçen bir futbol maçı sonrası
Yani Mehmet GÖZ, Yusuf GÜLEY, Korhan, Latif BAYAT
Yani kavga gürültü,
Yumruk yeme,
Spor salonunda duş alabilme,
Yada öğle yemeğinde –binde bir de olsa- balık çıkma ihtimali,
Etüt abisi olabilme ihtimali,
İspiyonlanma
Disiplin cezası,
-Gürkan, Abdül başka kimler vardı? -
“Bozuk paralarla mühürlü” sağlık raporu,
Alabilme ihtimali...
Ya da spor koluna bağış yapabilme,
Ahmet TOPTAŞ hoca ve talebelerinin TÜRKİYE şampiyonu olabilme ihtimali.
Hepsi...
Evet hepsi bitti.

*

Evet arkadaşlar...
Evet küçük çocuklar...
Annelerini, babalarını ve evlerini geride bırakarak,
Koleji kendi evleri yapan,
Benim gönlümde o hiç büyümeyen,
Dostluğu,
Kardeşliği,
Paylaşmayı,
Sevmeyi,
VE
İNSANLIĞI
Öğrendiğim.
Sevgili okulum
ve
arkadaşlarım;
(Hangi birinizi sayayım?)

*

Biliyorum;
Şimdi hepiniz büyük büyük adamlar/kadınlar oldunuz.
Ama benim gözümde hala o küçük ve güzel çocuklarsınız.
VE HİÇ BÜYÜMEYECEKSİNİZ...

Ali Kater
Kayıt Tarihi : 27.1.2013 02:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Kater