değişmez sanma
değişir insan
değişir ve evcilleşir
ölürüm de boyun eğmem derken
bir bakarsın ruhu bile köleleşir
beşik ile tabut arası bu kalp çarpıntısın da
kimileri yaşamak için kırk takla atıp
nefes almak için çırpınırken
darağacına gönüllü çıka çıka
yalan dünyanın gözlerine baka baka
öğrenir ceketini bile almadan çekip gitmeyi
puşt bir mavzer ıslığı da gelince ölüm
ibret taşına uzanır gibi uzanıp acının kollarına
kahrını kefen gibi üstüne örtüp
acısını alkolle bana bana
yaşamadan yaşıyormuş gibi yapa yapa
öğrenir ömrüne ölü toprağı sermeyi
birileri gününü çalıp yarınlarına pusu kurarken
birde utanmadan arsız arsız gülerken
o gülüşlere bir şarjör mermi boşaltıp
mapus damına gire çıka
her gün duvara çentik ata ata
öğrenir abaküs boncuğu gibi gün saymayı
bir kaşık suda dibe vurunca aşkları
sevdası kör bıçak gibi inince yüreğine
dağına küsmüş bir bulut gibi aşka küsüp
fondip yapılmış kadehleri duvarlara çarpa çarpa
zamanı durdurup saatleri kıra kıra
öğrenir aşka sırtını dönmeyi
öğrenemez sanma
öğrenir insan
öğrenir ve bilgeleşir
acının ocağında yan yana
çifte su verilmiş kılıç gibi keskinleşir
Kayıt Tarihi : 23.7.2025 11:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!