Bozkırda doğdu bu yürüyüş,
Rüzgârla yarışan atların izinde.
Hun’da birlikti adı,
Göktürk’te taşa kazındı söz:
“Millet varsa devlet vardır.”
Gök çöker, yer yarılır
Ama irade eğilmezdi.
Uygur’da kalem tuttu bu el,
Bilgiyle tanıştı güç.
Karahanlı’da denge kuruldu,
İnanç akılla yan yana yürüdü.
Selçuklu’da nizam oldu yol,
Toprak genişledi
Ama asıl fetih
Adaletle yapıldı.
Osmanlı’da asırlar aktı,
Üç kıta gördü bu bayrak.
Zaman yoruldu,
Çağ değişti,
Bir devir sessizce kapandı.
Ve sonra,
Tarihin en karanlık yerinde
Bir millet kendine baktı.
Ne saray kaldı,
Ne dokunulmaz tahtlar.
Egemenlik,
Gökten inmedi;
Alındı.
Bir çift mavi göz,
Harap bir vatanın haritasına bakıp
“Bu millet yeniden doğrulur” dedi.
Söz değil,
Akıl koydu ortaya.
İnanç değil,
Bilimle yürüdü.
Cumhuriyet,
Bir yönetim şekli değil
Bir uyanıştı.
Kuldan yurttaş yarattı,
Susandan soran,
Boyun eğenden sorumluluk alan
Bir toplum kurdu.
Kadın omuz omuza yürüdü,
Çocuklar geleceğin adı oldu.
Harfler değişti,
Zihinler açıldı.
Karanlık değil,
Aydınlık kutsandı.
Artık kader denilen şey
Bir avuç insanın duası değildi;
Bir milletin kararıydı.
Bugün bu topraklarda
Hâlâ o ses dolaşır:
“En hakiki yol,
Akıldan geçer.”
Ve biz biliriz:
Bu devlet,
Ne geçmişin gölgesidir
Ne başkasının kopyası.
Bu devlet,
Ayağa kalkan bir milletin
Kendi kaderine attığı
En cesur imzadır.
Kayıt Tarihi : 19.12.2025 21:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!