KIZIMA
MEKTUP
Can kızım,
gönül saksımda yetiştirdiğim
nadide çiçeğim.
Yerinden bir oynadın,
iklimi değişti
gönül coğrafyamın.
Gittiğinden beri
yolunu bekleyen
dili gök gürültü
gözü yağışlı
bir Yakup bıraktın
geride.
Her gün,
her sabah
güneşin ilk ışığında,
kuşların cıvıltısında
siyah gözlerin aklıma geldiğinde
soldan soldan vuruyor hasretin.
Meğer,
senin hatırına seviyormuşum
buraları
meğer
senmişsin tadım tuzum
yaşama sevincim.
Güzel kızım,
İşten geliyorum
kaç akşamdır.
Yaklaştıkça eve,
Yusuf’umsu kokun siniyor
mahalleye,
sonra
bir hüzünle
odanın önünden geçerken,
kapı aralığından görüyorum
eşyalar taşınmış,
resimler çıkarılmış
çerçevesinden
sanki boydan
hayali resimlerin asılmış
hepsinin yerine,
koşarak sarılmak istiyorum
doyasıya her hayaline
ama
hayalin kapı duvar,
dönüyor boşlukta yokluğun
yalın gerçeğe.
Ve
teselli arıyorum
ayrılık türkülerinde
“ Fikrinden geceler yatabilmirem
bu fikri başımdan atabilmirem,
ayrılık ayrılık aman ayrılık,
her bir dertten alâ
yaman ayrılık…”
Her nakaratta
burnumun direği sızlıyor.
Sekiz çocuğundan ayrılan
babam ve
O meşhur deyişi geliyor
gözümün önüne;
“ Ölümle ayrılığı tartmışlar
ayrılık elli dirhem fazla gelmiş oğul
tek canları sağ olsun da,
yel essin,
kokusu gelsin yeter…”
Öyüce
Kayıt Tarihi : 1.4.2025 18:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!