Kızılcakese (Akçasu)
Sana gelmek kolay değildi öyle
Fizan kadar uzaktaydın bize
Gidilemez di her aklına düştüğünde
Bayram olması lazımdı önce
Sonra elinden tutacak ana baba
Mahallenin tüm çocukları yoldaş
Hepside bayramlık giyimli kuşaklı
Evden çıkarken kaşığını unutma
Heyecanını yen biraz da
Bir bayramdır şunun şurasında
Başlar merak toğuk tüneğini geçince
İlk yokuş biter tepeye geldiğinde
Sağa sola sapamazsın istikamet patika
Tarlalar sınırdır adımlarına
Az sonra kösürecük dayım gil yaşar
Anamın gelin geldiği yer
Anneannem buradaydı kırmızı fesiyle aklımda
Adını taşıdığını dedemi hiç görmedim
Beş teyzem bir dayım vardı burada
Başlarkadı köyünden gelmiş ninem
Bağıra doğru sarkan yol ayan gölüne iner
Tercih edilmezdi sırameşelik kırıntı yolu
Zaman dar tahammül edilmezdi uzunca diye
İnce bir köprü karşılardı bizi derede
Konulmuş ince bir ağaç karşıdan karşıya
Az bir sendelesen düşersin suya
Burada gökyüzü gözükmez
Kendisi çukurda ağaçları ulu
Mehmet Arif amcanın açtığı yol var sırada
Geçilmelidir buradan ilişilmesin tarlaya
Kamyon yoluna çıkar Uzunçayır biraz
Her zaman sırnaşık çamuru eksik olmaz
Koçak mahallesi görülür uzaktan
Başlar bağ bahçe meyve görüntüleri
Büyükçe bir çeşme karşılar meydanda
Yanında küçük bir ev ebelek dayı yaşar
Kahvesi ve muhabbeti ile ünlüdür
Kapısından girene mecbur eder sanki
Geçmiş anılar yad edilecek birer birer
Bir fincan kahve içmek kırk yıl hatırlı
Uzunca bir yol daha burası biraz bakımlı
Çünkü köyün dört mahallesi buraya bağlı
Yukarı köye getirir bu yol ve taş mektebimize
Burada bir teyzem vardır öğle yemeği garantili
Mektep var dediysem kalmadı şimdi izi
Bahçesindeki dut ağacı yanında çeşmesi
Aklımda ak saçları ile eğitmen
İlkokul üçe kadar okudurdu talebeleri
Gurnayanından başlar şıhlar tepesinin hedefi
Vardık mı oraya kızılcakese de say kendini
Yolları ince ve dar yine tarla sınırlı
Şıhlar tepesi dediğin yer ağaçlı ve çalılı
Mevsimine göre düşer yerlere çalı çırpı yapraklar
Ne bir tarla ne bir ev etrafı koca koca ağaçlar
Yol iz kaybolmuştur yürürsün üşümüş
Az sonra karşında kızılca kese der buradayım
Yine tarlalar karşılar köy sınırında
Etrafı avla tutulmuş sıkı sıkıya
Çevirmezsen eğer emeğin yok olup gider
Yaban domuzları gelip bir gecede talan eder
Karşında kızılca kese benzemez mahallene
Ahmedoğluna dere dibi derler etrafı kapalı
Kızılca kese tam tersi dağ manzaralı
Kurulmuştur yüksek bir yamacın üzerine
Büyükçe bir çeşme soluk alma zamanı
Her bayramda kurulan yaygıcı esnafı
Mantar tabancası helvası olmazsa olmazı
Bir iki muhabbet ziyaretler başlar sonrası
Kaşıklar çıkar ceplerden sofralara hücum
İlk evde karnını tıka basa doyur
Yoksulluk var demektir teknolojiden yana
Ev sahibi yetiştiremez kaşıkları bayramcılara
Yol yorgunluğu bayram bereketi
Çocukluk işte ilk ev de yemek sonrası
Terkeden terk edene ana babayı
Ne çok insan var Kapıcıoğlu lu hışıroğlulu
Gün bitiverir birden farkında olmadan bazen
Yolculuk başlar aç karınlarla bayramdan
Ay oğul neredeydiniz aradık sizi her yerde
En güzel yerindeydik oyunun kendimizce
Alay konusu olurduk uzunca bir süre
Bayramdan aç gelmişler ne dersen de
Ne güzelmiş o bayramlar aç kalsakts
Tarihe karıştı o yol o coşku şu zamanda
Muharrem Akman Zonguldak
22 Kasım 2017
Muharrem AkmanKayıt Tarihi : 21.11.2017 06:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!