Yıllar oldu, içimde sönmez bir ateş.
Vazgeçmek, ilmek ilmek söktüğüm bir yürek örsü,
Düşlerim, sırtımdaki kamburum kadar ağır,
Her adımda biraz daha sen oluyorum,
Ve biraz daha hiç oluyorum.
İçimdeki yangına kirpiklerimle su taşıdım,
Kuru kaldı gözlerim, uykusuz kaldı gecelerim.
Büyümekte acele eden yaralarım oldu,
Beni senden değil,
Seni benden ayıran kaç mevsime
Bahar diyemedim.
Karanlığa şemsiye tutarım,
Yağmur susar diye değil,
Belki gecenin alnına biraz umut damlar
Ve sabaha biraz daha ben kalırım diye.
Yalnızlığı peydahlamış gece...
Kuşların da kalbi kırık bugün,
Kavimler boyunca göçüp gitmişler.
Her kanat sesinde ayrı bir terk edilişin izi var.
Kaf Dağı sana uzak dediler.
Ben yine de düştüm yollara,
Denizaşırı unutulmuş bir coğrafyaydı omuzlarım.
Bir yanda sen,
Öteki yanda sendeki ben.
Hayallerimin perdesine kına yakamadım.
Duvak düştü, ses düştü, gölge düştü,
Ben düştüm,
Sen kalkıp gittin,
Bense en çok sana yenildim.
Belkide sana değil,
Sende unuttuğum kendime
Güllerin kan koktuğu diyarlardan,
Çiçek topladım yokluğuna.
Kızılca kıyamet koptu avuçlarımda,
En olmaz yerinden kırıldı sol yanım.
Ne yüzüne konuşabildim,
Ne gözlerine bakabildim.
Çünkü ben en çok
Sözlerimin içinde,
sana benzeyen gözlerden kaçtım.
Baharı görmeyen gözlerim vardı.
Bilmezdim ben,
Yeşilin Eflatun'un rengini
Ama dal kırıldı, kuş sustu
Gökyüzü de gömülmek istedi.
Belki de bütün acılar
Karanlıkta bir mezar arıyordu…
Benim payıma düşen de
Sensizliğin hiç kapanmayan çukuru oldu.
Poyraz Can
Kayıt Tarihi : 25.11.2025 04:22:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)