Kıyıya vuran Şiiri - Murat Ülkü

Murat Ülkü
1237

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Kıyıya vuran

Kıyıya vuran bir sözcük gibiyim,
Vatansız, yurdundan ırak düşmüş hece.
Ruhumda yankılanır eski bir çiğdem,
Dudaklarda titrek, mühürlü bir gece.

Harflerim prangalı, alfabem yasaklı,
Öz dilimle dokunmak bin yıllık arzu.
Mürekkebim firari, kağıdım ıssız,
Kelimelerim dönmüş yetim bir kuzu.

Ama sesim, göğün en uzak yediği,
Temas eder yine de kalbine gizlice.
Bir fısıltı rüzgârın en derinliği,
Nabzına değer, sızar inceden ince.

Bakma sen sürgünde solduğuna dilimin,
Manam, her satırın ardında seneler.
Parmak izimdir her bir dize, her kelim,
Temasil budur: Yokluğunla var olan eller.

Unutulsa da dilimin ana coğrafyası,
Tınısı kalır en kuytu yerde saklı.
Susuz toprağa yağan ilk yağmur hissi,
O, sürgün dilin son ve ölümsüz bağı.

Sürgün yemiş her dilde bir yara izi,
Ama o iz, aynı zamanda bir köprüdür.
Menzilimiz uzak, görünmez bir deniz,
Yine de ulaşır ses, bir sır ömürdür.

Tamamlanmış sayılmaz bu bitmeyen ağıt,
Çünkü temasil demek, umutla dokunmak.
Her susuş bir çığlık, her harf bir şahit,
Gizli bir ırmak gibi kalbe konuklanmak.

Bitmesin o zaman, bu hasretin türküsü,
Daha yazılacak çok veda, çok yemin var.
Dilim sürgünse de, ruhumun gökyüzü,
Sonsuzluğa uzanıp bir iz bırakır.

Gecenin en siyah perdesi çekilse,
Yıldızlar sönse de göğün kubbesinde.
Temasil'in kudreti kalpte yeşilse,
Sürgün yemiş dil, hep seni heceler.

Murat Ülkü
Kayıt Tarihi : 1.11.2025 16:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!