İçimde dipsiz bir vadi,
yankısız.
Toprağına ne zaman düşmüşse tohumu,
kök salmış iki ağaç:
Biri zakkum, dalları göğsüme batan,
yaprakları fısıltı:
"Vazgeç... Hiçlikten geldin ve hiçliğe varacaksın.
Bu çırpınış, bu kanat sesi boşuna."
Diğeri bir zeytin dalı, incecik,
ama kökü kalbimin en derin yerinde.
Yaprakları bir meltem:
"Hatırla... O ilk nefesi, sana üflenen nuru hatırla.
Her adım bir dua, her düşüş bir başlangıçtır unutma."
Geceleri zakkumun gölgesi uzar,
boğar zeytinin cılız gövdesini.
Vesvese, o en eski yılan,
dolaşır bileklerime.
Sabah olur,
bir çiğ tanesi düşer zeytinin yaprağına
güneşten bir kıvılcım gibi.
Ve ben,
yüzümü o kıvılcıma dönüp
yürürüm.
Her gün yeniden,
o hiç bitmeyen savaşa
ve o hiç sönmeyen umuda doğru...
Hasan Belek
11 Ekim 25-Akçay
Kayıt Tarihi : 11.10.2025 21:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kut ve mut dolu gün dilerim muhterem hocam.
Şiiri ve hocamı kutlarım...
TÜM YORUMLAR (1)