KIRKKUYU’DA DÜŞEN YUMURTA – EK SAYFA
Yumurta, Fadime’nin alnında sessizce dururken köydeki saatler geri saymaya başladı. Çünkü bu yumurta artık sadece bir nesne değil—bir kıvım çağrısıydı.
Uluköy Mahallesi’ne inen kel bulut, köyün üstüne gölge değil—gönül örttü. Çocuklar ağlamayı bıraktı, çünkü yumurtanın içinden bir ninni sızıyordu.
Kahveci İrbeğem, yumurtaya ikinci çayı demledi. Bu kez yumurta içmedi ama bardağın buğusuna bir şiir yazdı. “Ben nötr değilim,” dedi tekrar, “Ben kıvımın ilk hücresiyim.”
O sırada, çekmelerin içinden çıkan eski bir mendil yumurtayı sardı. Köyün yaşlısı, “Bu mendil annemin çeyizindendi,” dedi. “Demek ki kıvım, nesilden nesile taşınan bir sırmış.”
Sığırkuruğu kuyruğunu yeniden kaldırdı. Yosunlar taşların altından çıktı. Horoz, yumurtaya bakıp ilk kez ötmeye cesaret etti.
Ve o an, gökyüzü bir damla yağmur bıraktı. Ama bu yağmur toprağı ıslatmadı—hafızayı suladı.
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 4.7.2025 23:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!