lüm 45: Göçten Sonra İlk Akşam – Taşın Üstünde Kuruyan Ayaklar
Köye varıldı. Ama yol bitmedi. Çünkü kadınların ayakları hâlâ taşın hafızasında yürüyordu.
O akşam, herkes evine çekildi. Ama kadınlar, ayaklarını yıkamadı. Çünkü o toz, bir yolun değil—bir direnişin iziydi.
Sekili Nine, sayvanttan getirdiği bohçayı açtı. İçinden küflü tarhana çıktı. Ama kimse burun kıvırmadı. Çünkü o küf, bir mevsimin değil—bir ömrün kaydıydı.
Fadime, donunun müzeye girdiğini duyduğunda gülmedi, ağlamadı. Sadece pencereye çıktı, ve yavaşça ipi topladı. Çünkü artık o don, bir kadının değil—bir köyün alnına asılmıştı.
Çocuklar sokakta oynarken, bir kadın taşın üstüne oturdu. Ayaklarını uzattı. Taş soğuktu. Ama o kadın, taşın soğukluğunda kendi sıcaklığını buldu.
Ve o akşam, köyde ilk kez bir kadın, ayaklarını kuruturken dua etti:
“Yol uzun, yük ağır, taş sert… Ama ben hâlâ buradayım. Çünkü ben sadece yürüyen değil, taşı da konuşturan kadınım.”
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 3.7.2025 02:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!