İrbeğem ve Deste Sayımı”
İrbeğem gözünü ilk açtığında, tek yorganın altında annesiyle babasının ayak parmaklarının müstehcen bir halay çektiğini gördü. Ne olduğunu anlamadı. Ama göz kırpmadan izledi. İlk defa, gözlerini değil—sabrını kırpmayı öğrendi.
İlk ayını ezilmeden geçirince bebek meclisinde “zoru olmayan şanslıdır” diye kayda geçti. Ağlamayı da unuttu; çünkü halının üstünde annesiyle babasının birbirine sürtünmeli ront dansı varken kim ağlamaya vakit bulurdu ki.
Bir gün, öğle vakti, annesinin “ohh be hacım” deyişini işitince jeton düştü. Anne farklı, baba farklı; ama ritim aynı. Kendi kendine mırıldandı:
“Bana da lazım bir ritimli yoldaş.”
Beş yıl bekledi kardeşini. O arada su oluğunu kontrol etmeyi keşfetti. Boyuna eşit bir kabağı aldı, su bahanesiyle ırmak kenarına gitti. Giderken deste saydı—iki çift terlik, üç leğen, bir muhabbet. Gelirken aynıydı. “E hani kıpırtı?” dedi.
Ama anasının yüzünde babasının çenesine yapışmış dut lekesi gibi bir gülümseme duruyordu hep. O gülümsemeye bakınca İrbeğem başladı içinden kıvranmaya:
“Galiba bugün S yaptı bunlar…”
Kardeşi geldiğinde İrbeğem dua etti:
“Aman yorgan bol olsun; ayaklar tepişirken ben ezilmeyeyim
İbrahim Şahin 2Kayıt Tarihi : 5.7.2025 00:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!