Kısaknıyorum şu saati
Akrep bile sokuluyor yelkovana
Belki çok kalmıyor yanında, belki ağır ağır gidip geliyor
Ama en azından yanyanalar, değiller bizim gibi ayrı
Bıktım şu vedalardan gayrı
Kıskanırım oldum üzerindeki montu
Benden daha yakın sana şu alçak mont bile
Sarıyor ya seni, hele bi de kavramıyor mu belini
Sırtı sırtında, değiyor sana elleri, kolları
Bıktım şu soğuklardan gayrı
Kıskanıyorum artık terini
Süzülüyor yanaklarında, ellerimden daha çok
Tüm vücudunda değil mi şimdi o insafsız
Özledim seni, özledim soğukları, karı
Bıktım şu sıcaklardan gayrı
Artık psikloğunu bile kıskanıyorum
Saatlerce konuşuyor senle, gözlüklerinin altından bakarak
İstediğinde yatırıyor mu seni o şekilli koltuğa
Elinde defter, elinde kalem, boynunda fuları
Bıktım şu kederlerden gayrı
Seni kendimden bile kıskanıyorum
Her saniye düşünüyor şu ya beynim seni
Ellerim okşuyor yüzünü fotoğraflarda olsa bile
Arasıra diyorum kendime kıskançlığın bu kadarı
Bıktım aşktan, sevmekten, sevip üzülmekten
Bıktım artık hüznümü şu kağıtlara dökmekten
Bıktım beynimi kemirmenden, saatlerimi çalmandan
Fazla değil mi kıskançlığın bu kadarı
Bıktım şu ayrılıklardan gayrı
Kayıt Tarihi : 3.1.2003 19:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)