Bir sabah varım, bir gece yok
Bir gece tamım, bir sabah yarım
Tek varım bir şimşir ve üç tel saçım
Rahimde başlar sevda, sonu mezar taşı,
Mühim mi yaşın?
Bir gülsen saadete doyurur dudaklarının tonu bin beşeri,
Bir ağlasan Müzeyyen gözaltlarımda kan yeşerir
Yüzünü miras bilen bir garibanım, görmesinler sar peçeni
Göğsümde var bir gurbet hüznü, sen hâlâ hakiki san neşemi
Gökkuşağı doğururken yağmurların kasıkları yırtılır,
Eski mahalde bir şair karınca sesleriyle irkilir,
Buluştuğumuz sahafın önünde o malum şarkı çalar,
Kulaklarım sesini, gözlerim seni arar, yoksun neye yarar?
Bir rüzgâra kapılıp geleceğim, gece vakti pencerene vuracağım,
Benden başka kokunu taşıyan her rüzgârdan hesap soracağım
Gözlerinin kahvesinden hâlâ var kırk ömür alacağım
Benden önce alırsa ecel seni, gökleri yaracağım
Bir avuca sığmışsın, olmayacak duamsın lakin ille de âmin
Bir vakit güneştin, yetim titreten yel olmuşsun neye dönmüş halin?
Koşup varamadım, varıp saramadım; nasıl olsun tebessümüm kâmil?
Bir ben var bende, özünden öte sana sahip
Dönecektin, bekledim; dönmedin
Buluşacağımız limana karalar çöktü sen hâlâ gelmedin
Sen fani gözümün bedia manzarasısın, dahasını görmedim
Ölmeden görecektim, korkma, yazık ki henüz ölmedim.
Kayıt Tarihi : 24.8.2018 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!