Kırmızı lambalar Yandı Madımak Otelinde

Tırnaklar sokaklarda günlerdir
Tavla oynuyor yalnız kaldırımlar kenarında
Hep yek düşeş diyerek.
Tırnaklarımız sevgi tırnakları
Ama buz tutmuş kendi içinde,hüzünle.
Sakallı sakalını sıvazlıyordu
Tırnaklarının kirlenmişliği ile
Tırnakları,gözleri beyaz kelebeğin kovalıyor
Gök kuşağından geçmesin diye.
Tırtıl olmuş soğuklar
Ağzını açmış zamanı yutmak üzere
Savunulan tırnaklara karşı soğukta
Heyhat tırnağım koptu başparmağımdan
Kelebek kanatlarına doğru gitmekte
Kelebek kanatlarını korumak üzere.
Kanama baş parmağım
Tırnak çıkar gelir ininden,bırak.
Tırnaklar sokaklarda günlerdir
Tavla oynuyor yalnız kaldırımlar kenarında
Hep yek düşeş diyerek.
Tırnaklarımız sevgi tırnakları
Ama buz tutmuş kendi içinde,hüzünle.
İşte gecenin koynunda
Kırmızı lambalar yandı
Orospular tırnaklarını törpülüyor
Rujlu dudakları ile
Bacakları meydanda
Sakalılılar ile.
Ne acı
Bu ülkem bunlarıdamı görecekti
Hep yekler düşeşler arasında
Sakallı sakalını sıvazlıyordu madımak otelinde
Tavla atarken kirli tırnakları ile
Hep yek düşeş diyerek
Beyaz kelebeğin kanadını yakmak üzere
Saz çalıyor duyuyormusun sakallı
Derinden gelen saz sesini
Teller seni çalar tın tın diye.
Duyuyormusun Ahmet kayanın sesini
İsyan ediyorum,başkaldırıyorum diye
Duyuyormusun İbrahim tatlıses ne diyor
Yetiş ya muhammed yetiş ya ali duyuyormusun
Kanadı kırıklar için,gözü yaşlı mazlumlar için.
Düşecek sakalı sakalına sıkıntılar,hüzünler
Tırnaklarını ise hiç sorma
Mustafa tırnaklarında saz çalacak
Uzun ince bir yoldayım gidiyorum gündüz,gece diye
Seni kötü günler bekliyor sakallı madımak otelinde
Kelebek kanatlarını yakacaksın diye.