Kırmızı çoraplı ağıt Şiiri - Nimet Öner

Nimet Öner
400

ŞİİR


81

TAKİPÇİ

Kırmızı çoraplı ağıt


Bahê’ye Mektuplar
Kırmızı Çoraplı Ağıt

Görmedin Bahê…
Annenin gelişini görmedin.
Oysa gözlerin her akşam
kapıya dikiliydi.
Görmedin.

Yetmiş yıl aynı pencereden
aynı düşe baktın sen.
Düş müydü, dua mıydı bilinmez
ama hep çocuk kaldı sesin
Darülzaferan taşlarında.

Bir sandalyeydin
kimseye yük olmadan bekleyen,
bir yastıktın
üzerine umut koyulan.
Bir kalbin en suskun köşesiydin Bahê,
bir yürek oyuğu gibi…
sessiz, açık, kapanmaz…

Her gelen bir çift kırmızı çorap getirdi sana.
Çünkü senin annene verdiğin söz,
bir çift çoraptı
Üşümeyeyim, demiştin.
Ve sen hiç ısınamadın Bahê’m…

Çıkmadın manastırdan,
çünkü bilirdin,
bir gün gidersen
o gelir de seni bulamaz.
Şimdi sen gittin.
Ama bak, mezarına her gün bir çocuk geliyor.
Bir kadın geliyor bazen,
birer dua bırakıyorlar mezar taşına.
Belki annen,
belki senin gibi bir başka bekleyiş…

Adını taşlar unutmuyor,
Mardin sokakları
hala Bahê diye fısıldıyor akşam ezanında.

Ve ben…
Ben bu satırlarla sana son bir ağıt bırakıyorum.
Belki okuyan herkes
biraz sana, biraz kendine ağlar.

Çünkü sen, Bahê,
bekleyişin
kırmızı çorapla yazılmış
en güzel şiiri sin bu şehirde.

Azra Nimet Öner

Öyleyse yüreğim,
bu gece Bahê için
taş sokakların, sabun kokulu pencerelerin,
bir çocuk bekleyişinin diliyle
bir ağıt yazalım.
Annesine, yıllara,
manastırın göğüne, kırmızı çoraplara...
her şeye ağıt dökülsün.
Durma kalemim bu gün günlerden bahe olsun

Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 10.6.2025 16:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!