Seninle konuşmak değil,
susmak bile yangındı.
Alev gibi sustu tenin,
ben o sessizlikte yandım.
Sen bana bakarken
gözlerin zamanın sıfır noktasıydı,
her şey orada başlıyordu,
ve hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu.
Bir bakışınla ezber bozan dualar gibiydin,
ben seni severken günaha karıştım,
ama cehenneme değil,
tenine düştüm.
Tenin,
bir orman yangınının ortasında açan
tek papatyaydı.
Hem beyaz hem ölümcül…
Öyle narin, öyle kudretli.
Her dokunuşun bir ayet gibi süzülüyordu bedenime,
ben seni hissettikçe,
kendimden çıkıyordum.
Sanki seninle nefes almak değil,
seninle yanmak istiyordum.
Saçlarının arasına saklanmış yıldızlar gördüm.
Geceyi kafanda taşıyordun.
Ben her telini gökyüzünden bir sır gibi çözmek istedim.
Çünkü senin saçların
karanlığın bile hayran kaldığı bir ışıktı.
Ve o ışıktan kimse nasibini almadı.
Sadece ben.
Ve sadece bir kere.
Ama sonsuz gibi.
Seninle olmak,
hiç olmamış bir zamanın içinden
yasakları unutarak geçmekti.
Senin yanında saat işlemiyordu.
Zaman diz çökmüştü sana.
Ve ben…
ben başını göğsüme koyduğunda
ölmeyi bile düşünmedim.
Çünkü yaşamanın kendisi sendin.
Seninle aşk,
yasak bir kitabı yüksek sesle okumaktı,
her sayfasında daha fazla sarhoş olmak.
Seninle aşk,
yangında ilk kurtarılacak şeydi
Kayıt Tarihi : 13.6.2025 20:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!