Şirinliği, bir hayat kadınının bekareti kadar gerilerde kalmış bu koca şehirde,
Sessizliğin ve aldatılmışlığın korkunç armonisi kulaklarıma sela sulh ediyor,
İnsanların gözyaşlarından ve hüzünlerinden oluştuğuna inandığım yağmur taneleri,
Beni de bu çökmüşlüğün içine sürüklemek istercesine ıslatıyor...
Paltomun, zaten bağlı olan düğmelerini birer kez daha kontrol ediyorum, ani bir refleksle.
Değeri yüzlerce lira olan bu kumaş parçasının, yağmur karşısında ki çaresizliği çarpıyor gözüme,
Ve paranın güçsüzlüğü... sonra başımı kaldırıyorum gökyüzüne doğru,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta