Hangi gülümseyiş
Hangi yarasından dağlayıp sızlattı onu...
Hangi acının gölgesinden korkup da saklandı...
Çocukluğunu kırk pareli bir bohçaya sardı
Hayat artık kendiyle oynadığı bir saklambaçtı!
Hayat kimi zaman kördü
Kördü ve paslıydı bileylense de yüzü
Gözyaşlarının sıcağında ısıtırdı ellerinin nasırını
Gören gözlerinin ve bilen ellerinin yarasını...
Hangi sıcak söz
Hangi acısının kabuğundan kanattı onu...
Hangi isli ışığın kirinden korkup da kapayamadı gözlerini...
Saçlarına yağan karlardan kızıl bir kartopu yaptı
Sonra aldı onu kalbinden tutuşan korlara attı!
Hayat kimi zaman kırıktı
Kırıktı ve kırgındı gülerken bile yüzü
Hasretlerinin pasında kanatırdı aynaların sırrını
Parçalanan bir düşün göçe kıyısızlığını...
Çocuğum!
Hakkındı baharlar senin...
Hangi yalan güzde rüzgarlar giyindin...
Çocuğum!
Hakkındı uçurtmalar senin...
Hangi hoyrat kışta küskünlükler giyindin...
Haydi çıkar bu rüzgarları üstünden
Çıkar çocukluğunu kırk pareli bohçanın içinden
Yakışmıyor üstüne bol bir elbise gibi duran hüzün
Belki hayatın yolları çok dar, çıkmazların kederinden
Ama karların soğuğunu eritecek bir gün yüzün...
Bahar çiçeklerinden saçlarına taçlar yapacak gün!
Kayıt Tarihi : 16.5.2007 03:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!