Mazlumlar zalim oldu, yalnız "üzen" değişti.
Düzülen aynı kaldı, yalnız "düzen" değişti.
Ayıya dayı demem, ederim zulme tâlim...
Sırtımda hep aynı yük, yalnız "ezen" değişti.
Devir ellerin devri, yine gülmedi kader
Giden "ağam" diyordu, "paşam" diyor gelenler
Boylarından çok büyük tuttukları kalemler,
Çizdikleri üstümüz, yalnız "çizen" değişti
Onlar altın pırlanta, bizse sap ile saman
Bizler birer damlayız, onlar kocaman umman
Yine benim perişan, benim derim soyulan,
Yüzülen yine benim, yalnız "yüzen" değişti...
Ali baba öldü de, haramiler yaşıyor
Mağaralar çoğaldı, hepsi de banka şimdi
Ahrazlar bülbül oldu, ne nutuklar çekiyor
Ağzımız torba oldu, yalnız "büzen" değişti.
Yol kesmez eşkıyalar, masa başında hepsi
Krediyle soyulur modern çağın kerizi
Bir çeşmenin başında, bekliyor tam kırk kişi
Otuz dokuzu sabit, biri "bazen" değişti.
Susmak istiyor gönlüm ama susamıyorum.
Başıma bela bu dil, kesip atamıyorum
Bunları sormadan inan ki yatamıyorum.
Soru hep aynı soru, yalnız "çözen" değişti...
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 17:07:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



o demle eş zamanlı,
şu yağmalanmış dünyanın sahipsiz caddelerinde,
önce adanmış, sonra ihaleci ve
en sonunda da her şeye müsa/it olan
haramzade kahpelerce,
henüz tomurcuklanmış
turuncu ve kızıl güllerin dalları
ve hayatın baharındaki gençliğin yarınlara umutları
kırılıyordu,
ki şimdi,
umutsuz terkide,
nasıl düşürmem yüzümü,
mazlumları çığ gibi artan bu çağın,
yürek dağlayan,
kan merkezi kapılarında,
ah;
TÜM YORUMLAR (1)