dara düştün /yere düştü narçiçeği bakışın
öteler yakın düştü
sensiz yakınlar ırak
bir ırmağın yatağını çevirip
oraya gömdüler seni
şimdi kabrin bir ırmak
göçün olduk salkım saçak
yaktık yürek harmanını
kekik kokan bir gecenin içinde
göğünde yağmurlar yerinde çamur
şehre yıldırım düştü
adın kora dönüştü
kulaktan yüreğe düştü
şehir düştü
gece bir mescide toplandığımız
gece kadar gece
hani dikenli tellerle sarıldığımız
yakıldığımız
kadere yakındığımız
gece kadar gece
cesedimiz değil yalnız
kabrimizde yüklendi sırtımıza
süzülür gözyaşları ve akar ter
biz gideriz kırımşa’dan
manastır’a ağıt gibi yol gider
ardımızda bir eflatun
yorgun düşer
ve anlatır ahvali
duvarlarda çerçevesiz geçmişin nihayeti
yokuşunda uçan kuşlar şaşırır
mevsim sonbahar değil
zaman göç vakti değil
olsa da göçenler göçecek olanlar değil
düşlerimiz de düşer çevirmelerde
yürek bölünür üçe beşe yediye
yaralı bineriz yorgun bineriz
nihayet yoksul bineriz sensiz gemiye
hoyratlar söylenir niceden sonra
su atarsın ırmak akar
köpük köpük ak ak
için yer altı nehridir
kabrin bir ırmak
Kayıt Tarihi : 8.5.2006 22:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hayırlı çalışmalar.
yürek bölünür üçe beşe yediye
yaralı bineriz yorgun bineriz
nihayet yoksul bineriz sensiz gemiye
...
tebrikler ustaya
Kırım kırım kırıldı Kırımşah!...
Yunanistan’da bir köy Kırımşah. Kayıların yüzlerce yıldır yaşadıkları bir Türk köyü. Ta ki 30 Ocak 1923 de imzalanan Türk –Yunan Mübadele anlaşmasına kadar...
1900’lü yılların başından itibaren yirmi seneden fazlasını gözyaşlarıyla, zulümlerle, işkencelerle geçiren bir köy… Yok etmek için acıların kök saldığı, işkencelerin mesken tutunduğu, insafın, vicdanın yok unutulduğu, her gün Türk kanının akıtıldığı, her gün Türklerin katle, zulme uğradığı köylerden biri KIRIM – ŞAH…
Osmanlının Balkanlardaki yerleşim yerlerinden biri.
*
Gök yere iner, yer göğe yükselir.
İkisinin arasında mengeneye sıkışmış gibi Müslümanlar ve Türkler...
Gök delinir, dökülür yere.
Gözyaşları değil gözlerden dökülenler. Göklerden çamurlara dökülür bedenler…
Vatan, vatan olmaktan çıkar, korkuların ekildiği yüreklerde.
Yürekler çamura saplanmış; ayaklar baş olmuş, başlar gövde üstü değil.
On binler, yüz binler sürgünde, sürülür vatanlarından.
Yüz binler sanki yere gömülür…
Osmanlının en karanlık, en acı, en çileli, en belalı yıllarına, en talihsiz yıllarına döner 1900’lü yılların ilk çeyreği.
Şehirler ölür.
Kasabalar ölür.
Köyler ölür.
Bir gün öncesi duman tüten evler söner...
Yerle yeksan edilir. İzansızca, insafsızca… Dereler mezarlara mesken, ırmaklar cesetlere yatak olur.
Belki bir umut, belki imkânsız bir düş diye yollara düşer, yaralı yaşlılar, çaresiz kadınlar, kızlar, çocuklar. Belki bir hayali gerçekleştirmek, yüzde bir bile olsa yaşama arzusuyla derbeder, perişan, aç susuz yollara düşerler. Her adımda yeni bir ağıt, her adımda yeni bir feryat yükselir yüreklerden. Kimisi namlunun ucundaki mermiye renk verir, kimisi bir kasaturanın soğuk demirine kızıl bir kan deseni çizer. Düşler kana dönüşür.
Her adım ölüm.
Her yer ölüm.
Her düş ölüm.
Yakılan şehirler, yıkılan kasabalar ve dozerlerle tarlaya dönüştürülen köyler ve canlı adına ne varsa her şey. Vatan olmaktan çıkarılıp, topraklaştırılan düşler, yürekler…
*
Balkanlar yürek yaramız.
Balkanlar, hayal kırıklığımız.
Balkanlar, çile ocağımız.
Balkanlar, çok acı son.
Balkanlar, çok acı son.
Çok çok acı son.
*
Kenan Yaşar Beyler gerçekten çok güzel anlatmışlar.
Balkanlarla ilgili okuduğum tarihi eserlerin her birinde yeniden sarsılırım.
Her sayfada bin defa, her satırda yüz defa ölürüm.
Her kelimede bir daha, bir daha gömülürüm.
Bu şiirin de her dizesinde ruhun inledi.
Yüreğim kanadı.
Canım yandı.
Ah çektim…
İç çektim…
Kıvrandım!..
*
Güne damga vuran bir şiir olmuş bu şiir.
Seçici Kurulu içtenlikle kutluyorum.
Kenan Yaşar Beye takdirlerimi ve tebriklerimi iletiyorum.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Gönlünüz huzurla dolsun.
11 Haziran 2013
Hikmet Çiftçi
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
TÜM YORUMLAR (15)