/Bu gece düşler sokağının lambaları sönüktü
Rengârenk kelebeğin karanlıkta simsiyah gölgesi uçuştu/
Kuş kanatlarına takılmış özgürlüğün sesiydi duyduğu
Onlarca griliği devirdi arkasında ve onlarca dört yol ağzını savurdu
Çırılçıplak duygularıydı elinde sımsıkı tuttuğu
Kan ter içindeki yalnızlığının ürpertisiydi teninde hissettiği
Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
Devamını Oku
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...




umutların pamuk ipliğine bağlanmış gibi olduğunu gören sevdalı yürek aşkın param parça olduğunu gördüğü anda sükutu haya le uğramanın sitemkar anlatımı çık hoştu kutluyorum canan hanım
10p
bu gece; bütün şehir gri bir katrenin içindeydi.
kelebekler o azıcık ömürlerini geceye armağan ettiler.
Ve düşler vardı, umutlar vardı, sevdalar vardı, canlar cananlar vardı.
Birde kelimelerin etrafında dönenler vardı fakat o kelimeleri hiç görmeden, ziyaret etmiş olmak niyetinde sadece. Hani örf misali, lokum ve bisküvi ile hasta ziyareti gibi. Oysa hasta değil mısralar, hasta değil şair. Bedava ziyaretlere de ihtiyacı yok kelamın!...
Davul ve zurna ile saz, sivri ve sinekler az zira...
Yarım asıra yakın bir ömrün biyografisini kaç kişi okudu ki, yarım asra yakın bir ömrün gölgesi satırlara nasıl da düşmüş.
Sevdayı anlatmak kolaydır aslında; ' SENİ SEVİYORUM' dersin olur ve biter. Oysa kaç yiğit seni seviyorum u öğelerine ayırabilir ki. Öznesi kim, tümleci nerde, yükleme neler oluyor böyle.
Aşkı ziyan edenlerin dümen tuttuğu bir hayat! Onlara inat bir de zamanları silmeden telaş etmeden, yol ayrımlarında yalın ayak kalsa dahi koşmaya devam eden bir kalem. Tek bacağı kırılmış bir sandalye misali kalsa da umutla muvazenede duran bir kalem! Bin defa ölse de her defasında aşk ile yeniden dirilen yeniden dirilen ve dirilen bir kalem.
Yaşamdan kaçarcasına dese de yaşama koşan, üzerine üzerine giden bir kalem ve o kalemden dökülen bir hayat hikayesiydi kırık sandalyenin izleri.
Susar, tebrik ederim....
Hürmetle
Kanadı kırılmış bir sandalyeye uçarım umuduyla oturan gölgeye benden iki şekerli bir merdiven. Saygılar size.
Oysa gri bir gölgeden ibaret değildir özgürlük,üzerindeki renklerdir kelebeği kelebek yapan. Bir çıkmaz sokakta kaybolmazsınız. Bu duyguyu uçurumlaştıran ve kayboldum izlenimi veren boşlukları kucaklarsınız.
Şair ise yolu bulmak için kendi yolunu keser. İmgeler onun tercümanı olur.
Nesir şiirleri seviyorum. Güzel bir çalışma olmuş. Saygılar size.
Sevda bambaşka bir duygu .Bir çizgi çizersiniz yüreğinize .Mantıkta ,yürekte olan bütün hisler ,duyular başlar koşmaya .En başta hepsi eşittir .Ortalarda hayeller yorulur ,sonra güven , sonra anlayış , sonra saygı... ta ki bitiş çizgisine varana kadar yarışırlar . Yürek galip gelir elbet ...içinde sadece sevgi kalmıştır ama koşarken azığını ,cansuyunu da geçmiştir .
Bacağı kırık bir sandalyenin altına sabır sıkıştırmaktan başka çare var mıdır ?
Duygunun kalemisiniz ...Ve kapıldım gidiyorum satırlarınızda .Yüreğinize sağlık Canan Hanım.Kaleminiz ahraz kalmasın .
kederli bir esintiyle geldi rüzgar.. şiirleri boynuna dolamış zamanların kafiyelerine tutunmuş elleriyle okşuyordu söğüt dallarını.. resmedilmeyen bulutlarla örterken üstünü aşkın, üşümesin diye umutlar bıraktım başucuna.. uyandığında kimsesiz bir acı olmasın diye, çekinmeden sarılabilsin diye ona, buruşturulmuş geceleri ütüleyen şarkılar ekledim aynı rüzgara.. perdelerini kapama artık.., diye uzadı aynada kalmış şiir.......................yüreğinize sağlık canan hanım.. kutluyor, saygılar sunuyorum..
kırık olmasın yürekteki sevdalar/ufuktaki çizgiler belli olsada...çok güzel kurgulanmış dizeleri okurken büyük keyif aldım...Kutlarım efendim.tam puan.
Hayal kırıklığı mıdır o 'sandalyenin kırık ayağı?' Yoksa bir kabus mudur 'düşmemeye direnen duyguların tutunduğu?'
Yaşamın içinde 'özel olanlar' vardır... Umut bağlanan sevdalar doğurmuştur onları... Bir yandan büyümeye uğraşırken, diğer yandan çelmeler takılır yolunun üzerinde... İlginç olan ise sağlam gibi duranların hiçte öyle olmadığıdır... Tıpkı bir bacağı kırık sandalye gibi...
'Güven...' Bütün ilişkilerin dayandığı tek 'sağlam sandalye' işte odur... Ya güvenle oturursun, ya da ne zaman kırılacak diye 'eğreti' durursun... Yorulursun...
Mükemmel bir anlatım... Çok güçlü bir hissediş...
Kutluyorum şiiri ve değerli şaireyi...
Kırık sevdalar hep hüzünlü mısralar akıtır. Geçmişin korkusunu geleceğe taşımasak rangerenk baharlar hep sevdaya ait..Her yeni gün güneşe sevdaya selamla içeri dalar.. güzeldi. kutlarım..
/Düşler kâbusa döner miydi hiç haber vermeden
Pamuk ipliğiyle mi bağlanmıştı umutlar/...Düşler de ölür tıpkı umutlar gibi.Yinede ağır aksak yaşamaya devam ederiz bir bacağı kırık sandalye gibi.Yüreğinize sağlık Canan hanım duygu yüklüydü seslenişiniz.Sevgiler güzel yüreğinize...
Bu şiir ile ilgili 74 tane yorum bulunmakta