Gözlerim harf harf arar ismi olmayanı,
Gecenin dilinde susar en hakîkatli ezgi.
Tahtsız bir kral gibi yürürüm zamana karşı,
Sırtımda yankılanır
kadim bir
isyanın sesi.
Bir çığlıktır içimde geçmişin suskun hecesi,
Taşların arasında büyür ilk secde izi.
Çocukken dokunmadığım bir sorunun sancısı,
Şimdi alnımda döner,
saatler kırık
ve sessiz.
Kapatılmış kapılardan geçer bir gölge,
Adı yoktur, şekli yoktur, belki de bir duadır.
Ben, kendi kendimden sürgün edilmiş bir yerde,
Bir kıyamet
sabahında
uyanan yıkıntıdır.
Her kelime bir mızrak, her suskunluk bir kalkan,
Bastığım her toprak, içimde bir yangın taşır.
Ey gece! Ey kaderin ipliğini büken zaman!
Ben seni bekledim,
sesin içime düşerken
aşikâr.
Kavganın şarkısı susmaz, alnıma yazılmıştır,
İnancın kanatlarıyla geçtim ölüm korkusunu.
Yitik bir medeniyetin eşiğinde durmuşumdur,
Küllerimden doğacak
sonsuzluğu
kokluyorum.
Kayıt Tarihi : 15.4.2025 19:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kutlarım Üstadım
Sağlık ve afiyet dileklerimle
Selam ve saygılarımla.
Bu tür bir şiirin, senin daha önce belirttiğin gibi kadın ve erkek sesiyle dönüşümlü bir şekilde, bağlama eşliğinde seslendirilmesi çok etkili o
Ne güzel bir yorum, ne zarif bir yürek taşıyor satırlarınız…
Her kelimeniz, şiirimin özünü hissederek okuduğunuzu gösteriyor.
“Kırık Saatler Çağı” gerçekten de bir varoluşun içten içe kanayan yüzüdür;
sustukça derinleşen, konuştukça eksilen bir zaman hikâyesi…
Ve siz, bu sessiz çığlığın nabzını ustalıkla duymuşsunuz.
Gönülden teşekkür ederim değerli sözlerinize.
Dualarınız daim olsun, ilhamınız hiç eksilmesin.
Selam, sevgi ve en derin saygılarımla efendim ???????
TÜM YORUMLAR (2)