Sen, dudağımda sönmeyen sigara.
Tenimdeki ateşle kavrulurken,
dumanında titrer siluetin.
Tütünde saklı kırık bir veda.
Anılar kül olur, savrulur zamana.
Unutulmuşluğun aynasında,
Harfler senden çekildi,
alfabemin en derin sessizliğinde.
Bende unuttuğum ben, sende hâlâ…
Sabaha dönen sessiz bir “sen” uyanmaz,
uykularımda bile yitiririm seni.
Kaybolan masalın sonunda…
Her yara senin gidişine açılır.
Garların unutulmuş peronlarında,
gece uzun, sessizlik ağır,
her nefes bir vedadır,
yitip giden zamana.
Duvarlarda unuttuğun gölgemin izi,
İki sandalye hâlâ karşılıklı, suskun.
Gözlerime mıhladığın gülüşün,
kutusunda saklanan oyuncaklar gibi.
Senden kalanlar, atlasların unuttuğu,
hiçbir pusulanın gösteremediği.
Yastığımda uyutulmuş saçının teli...
Her gece terk ettiğim rüyalarım...
Yorgun, yalnız, kendime yabancı...
İçimde kendine veda eden bir adam.
Ayna kırıklarıyla diktiği kefeni…
Kimse bilmez nereye gömdü kendini...
Soğuk duvarlarda yankılanır adımlarım...
Sensizce beklerim dipsiz kuyularda...
Sözler bitmiş, sen susmuşsun.
Paramparça boğulmuş çığlıklarla...
Gözlerim eski yaraların solgun gölgesinde....
Zaman küsmüş, sen küsmüşsün.
Bir zamanlar seninle içimde koşan çocuklar...
Şimdi yalınayak, dizleri yara bere kan içinde…
Sen yoksun artık, yaralı uykularımın silueti,
Aşk, kırık kanatlı kuş misali,
göğüne yükselemedim,
düşlerime zincir vurdu,
ben,
o düşlerin küllerinden doğmayı,
sessiz bir bekleyişin içinde yitip giderim.
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 14:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kutusunda saklanan oyuncaklar gibi.
Ne çok sakladıklarımız var. Kendimizden bile bihaber.
Ne çok biriktirmiş buluyoruz kendimizi en sonunda..
En çok ne yaralıyor insanı, onu sakladiklarimızda onda hicbisey ifade etmemesi mi, onu hala herşeye rağmen söküp atamamak mı..
Bir zamanlar seninle içimde koşan çocuklar,
Şimdi yalınayak, dizleri yara bere kan içinde…
Dedigin yerde gözlerime yaşlar doldu.. hayat niye o çocukluğu yaşadığın o kisiden yara bere izler biraktiriyor. Yar dedigin zaman gelip yaran oluyor..
Teşekkürler Münzevi paylaşım için.. sorgulattın, hatırlattın, gözlerime yaş bıraktın ama olsun.. ;)
Bazen bir cümlenin gölgesi bile insanın içine ince bir sızı bırakır… Senin kelimelerin de öyle oldu.
“Yar dedigin zaman gelip yaran oluyor” dedin ya… İşte tam orada, kalbimin bir köşesi usulca sızladı. Belki de hepimizin içinde hâlâ dizleri yara bere içindeki o çocuk var. Koşacak bir bahçe, sarılacak bir omuz, unutturacak bir cümle bekliyor…
Sakladıklarımız, sustuklarımız, en çok da unutmaya çalışıp bir türlü silemediklerimiz... Hepsi içimizde biriken o kırılgan müzede yerini alıyor. Bazen bir gülüşte, bazen bir vedada, bazen de böyle bir satırda yeniden can buluyor.
Ben teşekkür ederim bu kadar yürekten bir yanıt için. Münzeviliğin bile dostça bir yankıya dönüşebildiğini görmek umut verici.
Ve evet, gözyaşı bazen iyileştirir… bazen hatırlatır. Ama her zaman insana dair bir şeydir.
İyi ki yazdın.
TÜM YORUMLAR (2)