Zaman,
parmaklarımın arasından sızan ince bir kum değil,
içimde birikmiş,
kristalize olmuş bir göl.
Her hareketimde çatırdıyor.
Ben,
binlerce kırık aynanın toplamıyım.
Her bir parçada
başka bir yüz,
başka bir sesin yankısı,
unutulmuş bir sokağın loş ışığı.
Çocukluğumun dizindeki yara izi bir parçada,
ilk hayal kırıklığının buğusu bir diğerinde.
Toplamaya çalışıyorum kendimi.
Avuçlarım kanıyor.
Hangi parça benim asıl suretim?
Gülümseyen mi,
yoksa alnındaki çizgiyi kader diye okuyan mı?
Yoksa hepsi birden mi beni dokuyan iplikler,
görünmez bir tezgahta?
Dışarıda rüzgâr,
ağaçların bilge fısıltısını taşıyor.
Bir taşın yosun tutmuş sabrını düşünüyorum,
bir bulutun kaygısızca dağılışını.
Onlar bütün.
Onlar tek.
Belki de bütünlük,
kusursuz bir camda değil,
her bir kırığın ışığı
farklı kırmasındadır.
Her bir sivri köşenin,
hayata tutunma inadındadır.
Ve ben,
bu sonsuz yansımalar arasında
nefes alıyorum.
Toplanmamış,
yapışmamış,
dağınık.
Kırık,
ama yaşıyorum...
Hasan Belek
11 Eylül 25
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 12:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygılar sunarım
TÜM YORUMLAR (1)