Bulutsuz gökten sıyrılan kızıl bir örtü
Öylece sararken üzerini bir esinti ile
Arasından sızan ışık hüzmeleri
Bir nebze de olsa dindirir o an, matemi...
Duvarların arasında kara delikler;
Hiçbirisi de kaçış yolu değiller
Arar gözler denizi uzak gölgelerde
Bir bayrak dalgalanırken uzaktaki bir gemide...
Rüzgar götürürdü uzaklara, esen aklımızı
Gerçekleşebilir ihtimaller süslerdi rüyalarımızı
Bir hayalden kopan süzülen bir kağıt
Kuytularda bir yerde bir iz bırakırdı.
Göklerde uçarken kuşlar tutsaklıktan bihaber
Kafeslere alındılar, gösterişli tuzaklarla
Bilinmez diyarlara dek uçacaklardı oysa
İlk çiğ tanesi düşmeye başladığında,
Mesafeler küçülür zamanla, zamanda.
Uzaklarda aradığını bulsan da yanıbaşında...
Sarı sayfalar gün gibi parlar, okuyamazsın;
Ve tenini ateş gibi yakar, dokunamazsın!
Donar ardından, görüşün, karşılayısında güzün:
Bitişinde bir daha gelmeyecek bir yazın
Düşmeden kırağı, gün belli belirsiz batarken,
Bir rüzgar alır götürür yarını, ötesine kızılın...
Kayıt Tarihi : 2.5.2025 03:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bulutsuz gökten sıyrılan kızıl bir örtü Öylece sararken üzerini bir esinti ile Arasından sızan ışık hüzmeleri Bir nebze de olsa dindirir o an, matemi...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!