Keze hatun Şiiri - Feridun Eren

Feridun Eren
213

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Keze hatun

KEZE HATUN

Narin mi narin idi, ipeksiydi kanatları
Beğenmezdi kimseyi
Saatlerce aynanın karsısına geçer doya doya güzelliğini seyre dururdu
Çok temiz ve pak idi
Her şeye en titiz şekilde davranırdı
Birazda bencil idi

Çok güzeldi
Şehrin bütün delikanlıları kendisine hayrandı
O ise hiçbir şey umurunda değilmiş gibi yaşardı
Kimseyi beğenmez yalnız kendisi için yaşardı
Yanına kimseyi yakıştırmazdı
Kendisine talip bütün kısmetlerini geri çevirirdi

Günlerden bir gün bizim uğur böceği diğer adı ile keze hatun
Evlenmeye karar verir
Artık yalnızlığın canına tak ettiğini söyler
Şehre davulcular salar, delallar çığırttırır

Günlerden bir gün atı ile tarla süren bir köylü çıka gelir
Kendisi ile evlenmek istediğini söyler
Bizim güzeller güzeli keze hatun bir şartının olduğunu söyler
-bana bir gün eğer kızar isen ne ile beni döversin der
Bizim köylü
-hiç yanımda ayırmadığım elimde duran bu sopamla seni bir güzel döverim der
Bizim keze hatun dayanamaz ve kızarak köylünün evlenme teklifini geri çevirir

Aradan birkaç gün sonra bir tarla faresi keze hatun un karşısına geçer ve kendisi ile evlenmek istediğini söyler
keze hatun yine şartını öne sürer
Fare
-Ancak der şu kuyruğumu azıcık şekilde sırtında gezdiririm
Bizimkinin çok hoşuna gider, farenin evlenme teklifini kabul eder

Davullar çalınız zurnalar üfürülür
Büyük bir düğün tertiplenir
Yemekler, meyveler her şey dört dörtlük
Bir güzel düğün olur şarkılarla
Nihayetinde bizimkiler evlenir
Balayı ardından evlerine dönerler

Fazla büyük bir zaman geçmeden bizim keze hatun kocasına müjdeyi verir
Ben hamileyim der
Bizim farenin içi içine sığmaz sevinçten

Az gider üz gider dere tepe düz gider
Keze hatun bir gün kocasına aşerdiğini
Caninin çok büyük bir etli bir kemik parçası çektiğini söyler

O günlerde üç dört gündür süren şehrin büyük bir zengininin düğünü vardır
Bizim fare der ki böyle böyle bir düğün var filan yerde
Muhakkak ki etli kemikte vardır
Diyeceğim sen evde dur bir yere gitme
Ben gider en iyi fırsatı bekler
Büyük bir etli kemik parçasını kapar gelirim
Tamam, mı tamam

Bizim fare yola çıkar
Az gider uz gider düğünün olduğu yere ulaşır
Büyükçe bir kapının arkasına gizlenir ve oluşacak fırsatı beklemeye başlar
Tık tık tık
Keze hatun bekler
Ne gelen vardır nede giden
Bekle babam bekle
Artık canına tak eder beklemek

Daha fazla bekleyemez
Düşer yola
Kocasının kendisine tarif ettiği düğüne doğru
Hamiledir gövdesi ağırdır keze hatun un

Yollar çamurlu ve yumuşak
Yumuşak olduğu için yollar
Her tarafta at izlerinin oluşturduğu çukurlar
Derin nal izleri her yer

Keze hatun dengesini kaybederek bu çukurlardan birine düşer
Yalvar yakar çıkma ister nafile
Bağırır çağırır ne mümkün
Tabii ki sabırsızlığının neticesini almaktadır
Başlar beklemeye

O anda atı ile düğüne doğru giden bir süvari görür
Çok sevinir
Bari bundan yardım isteyim der
Bağırır bağırmasına da
At sırtındaki adam sesi duyar fakat görünürde kimseler yok

Korkar, bu duyduğum cin mi peri mi der kendi kendine
Korkar bir nebze
Varır düğünün olduğu evin büyük salonuna
Ey ahali ben yolda gelirken
Gaipten bir ses duydum
Biri yardım istiyordu sanki der
-ey süvari atının dizginine iyi sarıl gittiğin yerde fareye deki keze hatun çukura düşmüş çıkamıyor fare efendi hemen gelsin gibi bir ses duydum
Bizim konağın kapısının arkasında gizlenen fare işin rengini çakar
Ve büyük bir hışımla etli bir kemik parçasını kaptığı gibi dışarıya doğru fırlar
Süvarinin sesi duyduğu yere gelir
Hanımının büyük bir perişanlık içinde
Bitkin bir şekilde bulur
Keze hatun kocasını karşısında gördüğünde önce çok sevinir
Sonra kızgınlığını kusar
Sanki suçlu fareymiş gibi

Fare elini uzatır üç kere üst üste
Keze hatun her seferinde kızgın ve küs olduğunu söyler
Çok naz âşık usandırır
Fare kızar
Keze hatun elini ver
Küsüm der
Bizim farenin çok kızdığını görünce, keze hatun elini verir kocasına ve çukurdan kurtulur
Yolda yine naz naz
Beni sırtına al der keze hatun
İki canlıyım
Çok yoruldum
Çocuklarını karnımda taşıyorum der
Neyse der fare sırtına alır iki canlı karısını

Oda ne fare sırtında bir ıslaklık hisseder
Keze hatun der
Sanki sırtımda bir ıslaklık hissettim
Bizim keze hatun
Ne ki der
Bir damla dahi olmayan idrarımdır

Bu idrar ki gözlere ilaçtır
Çok geçmeden bizim fare sırtında yine bir ıslaklık daha hisseder gibi olur
Heze hatun bu ıslaklık ta nedir der
Ne ki benim biraz dışkımdır

Keze hanım
Bu dışkı ki gözlere sürmedir der
Bizim fare daha fazla dayanamaz
Olduğu gibi keze hatunu sırtında yere atar

Ne ben sana yaranırım nede sen bana bundan sonra der
Herkesin kendi dengi ile evlenmesi gerektiğini söyler
Ve bizim keze yi orada bırakıp gider
Keze tek başına kalan tüm ömrünü dul kalarak geçirir
Bu şekilde ömrünü tüketir
Yaptıklarının cezasını çeker
Sabırsızlığının sonunun neticesini tüm ömründe görür
Az ile yetinmeyi bilememenin cezasını çeker

On iki tane yavru dünyaya getirir
Bu yavrulara bakar
Bizim farede arada sırada gelir nafakasını ve ihtiyaçlarını karşılar
Kendisi gibi bir fare ile evlenir
Mutlu mesut bir hayat geçirir

Feridun eren

Feridun Eren
Kayıt Tarihi : 25.4.2019 12:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Feridun Eren