Kevokamın
Ve bitti(!) geldim işte şehrime; biraz yorgun,
Biraz durgun ve bir o kadar acı ile.
Ne oldu, bana böyle bak! Ayrıldım.
Şehrinde son muydu?
Sence bir daha böylecesine olur mu?
Söyle! sevdin mi beni;
Yoksa sadece heves miydi?
Canım mı acıyor? Evet, çok acıyor.
Son kez miydi bu?
Yoksa bir daha olsun diye
Dua mi edilmeli?
Var mıydı(?) benim gibi seven biri;
Yoksa ben tek miydim?
Seven deli gibi, dinlesene!
Kalbime bak(!) ne diyor?
Özlemiş nefesini, gel mi diyor?
Yoksa bitti mi diyor?
Dinle, haydi bak! Seni, seni çağırıyor.
Sesiz miydi bu şehir yoksa
dolu muydu kalbim?
Bak ne kadar kötü bir duygu “Elveda” demek?
Söylesene bana,
Hoşça kal demek yakıştı mı bana(?)
İçim kana kana…
Hoşça kal mı demek yakışır yoksa
Elveda mı?
Anlıyorum şimdi bana
Yakışanı Kevokamın,
Ne Elveda ne hoşça kal.
Anlat bana kevokamın nasıl,
Nasıl geçer sensiz, sessiz?
Geceler bitmeyecek,
Bir gün yaşamak için her gün ölmek mi gerek?
Evet, cigeramin (Ciğerim) ,
Evet Kevokamin, ölmek gerekir.
Sorsana bana neden kevokamın?
Söyleyeyim sana kevokamın,
Kevok, dağ yolların güvercini,
Kevok, yayların güvercini,
Kevok, bir kanadı kırık; kalbin güvercini.
Ve Kevok,
Ay gibi aydınlık, ölüm gibi karanlık
Evet cigeramin ve sen,
Benim kevokumsun,
Hiç bitmeyen hayatımsın.
Kevokamın, evet geldim; soğuk, serin, karlı dağlara geldim.
Kevokamin, beni unutma!
Kevokamin unutma!
Hoşça kal cigeramin hoşça kal…
Karayazı/Erzurum
Hanifi TutkunKayıt Tarihi : 6.11.2015 19:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!