Dil harâb olsa da ah û zâr ile
Elbet o da bir gün bahtiyâr olur
Virane koduğun kesb ü kâr ile
Elbet o da bir gün bahtiyâr olur
Hangi kuytusuna sığınsam
derunumdaki limanın
kaybolmuş sesinin yankısı duyduğum
Balkonlar, ufuksuz rıhtımları yalnızların
Eski zaman sürgününün
Tapınak kalıntıları gibi bakıyor gözlerin
Eski masalın bir varmış bir yokmuşu
Fısıldanıyor gözlerde
Memnu bir aşkın dönüşü
Bilmiyorsun
Tel tel olmuş türkü yakılmış
Tenimi döndürür köze saçların
Her birine kan gülleri takılmış
Irmak olup akar öze saçların
Sırmalar ipekler gibi çözülür
gitmelerin izi hala kanıyorken
kalmak ölümse eğer
buralar hicranla yanıyorken
sükûtun feryada değer
bilmesin sızılar, ağıtlar
Kaç zaman geçti yoksun
Gönüller boş kalp bomboş
Sensiz kalan şehirde
Hancı sarhoş han sarhoş
Gelme artık bu gece
çam çiçeği
nar kokusu
ten dokusu
yalvarmak bugün nafile
ah
bir yudum su
Cevap verilmeyen çağrılara yazgılı
Ömrümün hüzne çalan rengi
Hangi kapıyı çalsam
Yalnızlığın kokusu
Senden kalan sol yanımda
Bu cemin de şem’i söndü pervâneyi neyleyim
Leb-i yâr olmayınca peymâneyi neyleyim
Can yok canan yok rindândan eser kalmamış
Aşka nefha sunmayacak meyhâneyi neyleyim
jâle-i aşkımı döksem avuçlarına
Sunar mısın leblerinden en son bâdeyi
Ben yanarım şimdi hicrân yamaçlarında
İstemem artık bağından gülü lâleyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!