Kimliğimin kadranı boşalmış yön bulamaz olmuştum
İçimdeki Bastil isyan için kaynamaktaydı
Saçlarımın tutunduğu iki hoş melodi de susunca
Gardırop sakini dört sözcük üstüme atıldı
Biri sıcak biri yırtık biri su
Birleşip yeni bir kelime olmak istediler
Uzun kavgalardan sonra şöyle dediler
Çokta fifi…
Askerlik yapmayan biri anlamadı hiçbir şey
Torbanın dibinde sıkılıp duran bozuk paralar seslendi
Hu çıkarın beni bu kaptan
Yeşile yatırılmış saadetler nöbet tutuyordu
Kapıları hiç açılmamış ilinti tapınağında
Bir yanı serin sabah
Ötesi noktalı virgül
İlk aşkın buğusuyla imzalanmış otuz yıla ant olsun
Kirpiklerinin gölgesinde büyümüş,
Nisan çiçekleriyle donatacağım bu şiiri
Sırf sen seviyorsun diye
Ut çalacağım bir divanın üstünde
Yayla çorbasında göreceğim yüzünü
Daha yüzlerce kez o sokakta sızacağım belki de
Her humus yediğimde
Her narçiçeği gördüğümde
Sana akacak beyaz ama tatsız tarihim
Akıldışı olmakla gururlanan bir manga öykü kızgını
Saf duracaklar özlerini kaybetmişler kasabasında
Bir tutam sarı için ağlaşanlar yuvarlanırken gökkuşağında
Sevilmeyen iki elti belirecek sokak başında
Zakkumlar yine ağır bakacak pembe ve beyaz
Sen yoksun diye değil hüzünlenmesi kentin
O zamanlardaki oyuncaklar yok
Olsa oynayacaklar yok
Diyedir hüzün…
12.06.09
Nadir KeleşKayıt Tarihi : 13.6.2009 11:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)