Kalemim bilinmişe eğilmez, ruhumsa ona dilenmez.
Üzerini başını çekiştiren dünya, eskimişliği silinmez.
Kent türküsüdür söylenen:
'Belime kadar betondur yarım, toprak arar diğer yanım,
Ayaklarım bağlı, ellerim açık, bitmez her kavgada varım.'
Alışmaya çalışmaktır yitişleri, irkilir yaşama refleksleri
Kalın bilekli kadınlar toplar, kokuşur kentin cesetleri.
Şehirler ucuz mazot kokusu, kara gökyüzü yerdedir,
Geleceklerdir içi boşalan, açılır bilinmezlerin defterleri.
Yürümek, otobüs, kalabalık, sıyrılıp geçen insan,
Yapışır hayaller, gün biter, televizyonda akşam.
Kara talih, ekmek arası emek, birkaç gülüş-an,
Ha böyle ha şöyle, ama bitecek zaman.
Birkaç yağmur damlası, birkaç peşi sıra dalga denizde
Kuşlar kanat değiştirir kışa, kelebekler yağmurdan kaçar
Toprak kıpırdanır, tohum çatlar, yaşamak bedenleri sarmalar
Yağmurlar güneşlere gebe yağar, umudun haznesi yeniden doğar.
-oysa; cep telefonlarına saklanır yalnızlık-
Hakan KaradumanKayıt Tarihi : 27.10.2009 01:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!