Ben, milyon milyon lirayı elinin tersiyle itmiş adamım.
Bu bir gurur değil, bir özgürlük meselesi.
Çünkü paranın satın alamadığı şeylerin hâlâ var olduğuna inanırım. Kiminin gözünde kibir, kiminin gözünde çılgınlık... ama benim için sadece vicdandı o kararları verdiren.
Ben, paranın değil karakterin hüküm sürdüğü bir dünyada yaşamak isterdim hep. O yüzden duramam, ruhunu fiyat etiketine takanların yanında.
Çünkü ben bilirim, bir kez satılığa çıkarılan ruh, bir daha hiçbir pazardan temiz dönmez.
Ben, en kral dostlarını bir anlık gaflete kapılışları yüzünden hayatımdan def etmiş adamım.
Kalbime girmenin bedeli, orada dürüst kalmaktır.
Ben kimseyi yarım sevmedim; ama sadakatime ihanet edenin gölgesinde bile durmadım.
Duramam.
Çünkü güven, kristal bir kasedir; bir kez çatladı mı suyu tutmaz.
Ve ben, çatlağı görmezden gelip oradan su içmeye çalışacak kadar susuz değilim.
Ahlakını ve edebini kaybeden, isterse babamın oğlu olsun, bir kalemde silerim.
Çünkü kan bağı değil, vicdan bağıdır insanı insana bağlayan.
Soydan gelen her şey mirastır, ama insanlık, insanın kendi emeğidir.
Ben o emeğe kıymet veririm.
Miras, sadece mal değil, ahlâki bir sorumluluktur.
Kan, bazen sıcak akar ama ruhun sesinden gür değildir.
Ben ruhumun sesini dinlerim; çünkü o ses, her fırtınada yolumu bulan pusulamdır.
Belki bu yüzden yalnız kaldım, belki bu yüzden herkesle yan yana yürüyemedim.
Ama hiçbir zaman eğilmedim.
Benim kalbim eğilmeyi değil, dimdik durmayı bilir.
Yıkıldım bazen, içimde taşan sızıyla geceye sustum.
Ama yine de kimsenin kalbini kırmadım; çünkü bilirim, kalp kırmak sessiz bir cinayettir.
Kırıldım, ama kırmadım.
Sevildim, ama kimseyi sevgisiz bırakmadım.
Bugün hâlâ sevgiyle anılıyorsam, bu benim zarafetime değil, içimdeki adalete borçludur.
Çünkü ben kimseye kötü örnek olmadım.
Ne öfkem, ne kırgınlığım elimden bir kötülük döktü.
İnsanları sadece kendi eylemleriyle tarttım.
Kalbime sığmayanları, vicdanımda affettim ama hayatımdan uğurladım.
Ben, göğüs kafesine sıkıştırılmış bir ruhla bu âlemde yürüyen bir yolcuyum.
Her nefesimde biraz daha daralan bir alanda, özümden koparmaya çalışan her şeye direnerek yaşıyorum.
Ne yıkıcı oldum ne yok edici.
Ama beni ben olmaktan çıkaran, kalbimin sesini susturan hiçbir şeyi hayatımda tutmadım.
Çünkü ben, kendimle barışık olmanın bedelini yalnızlıkla ödemeyi göze almış bir adamım.
Bazen susmak bir isyan olur, bazen gülümsemek bir dua.
Ben ikisini de öğrendim.
Her gidenin ardından bir veda, her kalan için bir şükür ettim.
Ama en çok kendime söz verdim:
Bir daha asla, kalbimin ışığını söndürecek birini yanı başımda tutmayacağım.
Çünkü ben hâlâ inanırım:
İnsanın en büyük zenginliği, yüreğindeki temizliktir.
Ve o temizliği kaybetmemek için, milyonları da, dostlukları da, hatıraları da geride bıraktım.
Kimi zaman acıyla, kimi zaman sükûnetle... ama hep onurumla.
Bu, benim seçtiğim yalnızlık.
Bu, benim sadakatim.
Ve bu sadakat, önce kendime verilmiş bir söz.
Bir ömür boyu, ne pahasına olursa olsun tutacağım bir söz.
Yanımda durabilmen için, önce kendine sadık kalmalısın.
Hayat, bize verilenlerle değil; bizim reddettiklerimizle şekillenir.
Kimi bunu zayıflık sanar, kimi delilik. Ama ben bilirim; bazen “hayır” demek, insanın kendine “evet” demesidir.
Çünkü bilirim;
Kendine sadık kalan, dünyaya borcunu ödemiştir.
(Ahsar Zerefşan/Denemeler- Kendine sadık kalan, dünyaya borcunu ödemiştir. Ekim 2025)
Kayıt Tarihi : 6.10.2025 12:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!