Kendimizle Kavgamız (manifesto)

Hüseyin Erdinc
149

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Kendimizle Kavgamız (manifesto)

KENDİMİZLE KAVGAMIZ (manifesto)

Biz, kendi içimizin savaş alanındayız; bir yanımız hâlâ çocuk, bir yanımız çoktan mezar taşı kadar sessiz.
Her nefesimiz bir sorgu, her adımımız bir meydan okuma; kendimize döndüğümüzde gördüğümüz sadece gölgelerimiz.

Camus’un dediği gibi, yaşam absürttür; biz hâlâ anlam arıyor, o anlamsızlığa küfrediyoruz. Ama fark ediyoruz ki acı, anlamı bulamamaktan değil, kendimizi kaybetmekten doğuyor.
Karanlıkta yürürken elimizi tutan bir yok; her adım bir yankı, her yankı kendi sesimiz.

Nazım Hikmet’in sesi gelir gibi içimizden: “Yaşamak bir orman gibi kardeşçesine…”
Ama biz köklerimizi birbirimize dolarken buluyoruz; kardeşliği unuttuk, özgürlüğü dar ettik.
Yine de içimizde bir yerlerde, ağaç gibi hür olma hayalini taşımaya devam ediyoruz; her yaprak rüzgârla sallanırken, biraz daha nefes alıyoruz, biraz daha direniyoruz.

Cemal Süreya fısıldıyor: “Biraz kendini affet, biraz sus, biraz da sevmeyi hatırla.”
Biz affetmeyi unuttuk, susmayı korku sandık, sevmeyi sahiplenmek zannettik; kendi içimizdeki cellat hâlâ görevde, ama içimizde bir kıvılcım yanıyor: inat, direnç, insan olma arzusu.
O kıvılcım, karanlığın en derininde, bir ateş gibi, sessiz ama güçlü.

Hüseyin Erdinç’in dizeleri akıyor:
“Ben sana sustum, gözlerimin kenarında biriken yağmurlar gibi ağır… Susuyorum anlasana; sabrım, sükutum, teslimiyetim sana; avuçlarına bırakıyorum bin bir adım yorgunu yüreğimi.”
Biz, o suskunlukta kendi içimizle hesaplaşıyor, sessizliğiyle yüzleşiyor, kırık duygularımızı tanıyoruz. Her kelimesi içimizde yankı buluyor, her duraklaması biraz daha insan olmamıza izin veriyor.

Ve Ahmet Arif’in dizelerinde yankı buluyoruz:
“Ben sana mecburum bilemezsin; bu, benim sadakatimdir, suskunluğumdur, çığlığımın içinde saklı.”
Biz kendimize mecburuz; kaçsak da, saklansak da kendi içimizle tekrar tekrar karşılaşıyoruz. O ayna hem düşman, hem kurtarıcı; ve her defasında biraz daha insan olmayı öğreniyoruz.

Sonra kendi cümlelerimiz,
Biz kendi karanlığımızla barışmayı değil, onunla yaşamayı öğrenmezsek ya karanlığa yeniliriz, ya da kendimizi kandırırız.
Ama hâlâ içimizde bir kıvılcım var; umut değil belki, ama inat, insan kalabilen yanımız.
Ve o inat, her yenilgide yeniden doğmamız demek.

Bir gün, her şey sustuğunda, aynaya bakacağız,
ve sessizce şöyle diyeceğiz:

“Biz, kendimizle savaştık.
Ama o savaşın içinde insan olmayı öğrendik.”
Hüseyin Erdinç

Hüseyin Erdinc
Kayıt Tarihi : 30.10.2025 17:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!