İki Yolun Masalı
(Gerçek Aşk ile Nefsî Tutku’nun Alegorisi)
Bir gece, içimde iki yol belirdi:
Biri ay ışığıyla yıkanmış,
Diğeri neonlarda boğulmuş bir şehir gibi.
Biri fısıldıyordu:
“Gel… Kendin olabildiğin yer burası.”
Öteki bağırıyordu:
“Benimle yan! Hiç kimse seni böyle istemedi daha önce.”
İlk yolda yürüyenler sessizdi,
Gözleriyle konuşuyor, kalpleriyle gülümsüyorlardı.
Diğerinde alkışlar vardı,
Ama her alkışın sonunda bir yalnızlık sesi çınlıyordu.
Birinde su gibiydi dokunuşlar,
Akıyor ama boğmuyordu.
Ötekinde ateş gibiydi sarılışlar,
Yakıyor ama ısıtmıyordu.
Bir kadının gözlerinde kendimi buldum bir yolda,
Diğer yolda kendimi ararken kayboldum başka gözlerde.
Biri beni eve çağırıyordu,
Diğeri yanan bir çadırda dans ettiriyordu.
Gerçek aşk, bana bir ağaç gibi dokundu:
Kök saldı, göğe uzandı,
Yapraklarını içime serpti.
Tutkuysa rüzgâr gibiydi:
Esti geçti…
Ardında toz, belki de boşluk bıraktı.
Bir ses dedi ki:
“Bir yol seni insan yapar,
Diğeri tanrılık oynayan gölgene köle kılar.”
Ben, yavaş yavaş yürüdüm o sessiz yola…
Ve ilk kez kendimi duydum;
Sevgi, dışarıda değilmiş…
Kendi içimde sessizce büyüyen bir bahçeymiş.
Kayıt Tarihi : 24.7.2025 21:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!