Artık,
Artık seslenemiyorum kendime.
Gerçekle hayal arasında büsbütün bi kırgınlıktayım
Öyle kocaman ki..
Dökülmüşüm ve çok uzun sürmüş.
Biraz saçımdan, yüreğimden, gözlerimden.
Kurumuş gözlerim, ağlayamamanın en ağrılısını yaşıyorum.
Dökülmüş gibi süslenmeden, cilasız.
Saçım ağarmış, artık boyamıyorum.
Kendim…
İçim hiç bu kadar sessiz bağırmamıştı.
Bu kadar yırtıklar içerisindeyken kendi kendimi artık koruyamıyorum.
Hayatın sızlattığı bir kaç günümden,
O günlerden ne zaman uyanacağım ?
Gözüm gibi sakındığım.
Anneciğim ?
Serçe parmağını tutup yürümenin verdiği güveni nasıl bulacağım?
Ben ne zaman uyanacağım ? ağrımak istemiyorum.
Kendimi ağrırken bulmak istemiyorum.
Şimdi soruyorum, sahiplik mi yorar yoksa istemek mi ?
Hangi kabulleniş kaç iskelet kırar?
Sahip olduklarımız yüzünden mi yoksa istediklerimizden mi ?
Belki kendi kendimize?
Tutunabilmek veya oluşturabilmek…
Bi kaç da ağrısız hayal istemiştim.
Oluşturabilirken tutunduğum…
Mümkünse kimsesiz.
Şimdi,
Kendim ruhuna küçük bir mektup bırakırken,
Bu direnişte oldukça terlediğimdendi.
fırsatsızlıklar gereksiz münakaşalar doğurdu.
Bazılarımız eksildi,
Bazılarımız…
Hiç olmadı, kuruduk da kaldık gözlerimizden…
En çok kendimizden ağrıdık…
Kendimize ağladımız kadar…
Tuğba Yazıcı
Kayıt Tarihi : 20.8.2025 19:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Her şey düzeltmeye değer değil.. Farketmek acıydı ama gerekliydi.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!