Okur musun gözlerimden akan o dilsiz harfleri.
Sertleşmesin diye bu dünya,
Zemheri ayazında donmasın diye sözcükler,
Gittim, bileklerini şiirle ovdum.
O eller ki, ancak papatya sağanağına yakışır,
O eller ki, kavganın ortasında bir sığınaktır.
Ne zaman yumsam gözlerimi dünyaya,
Bir nefeslik değil, bir ömürlük bekleyiş kadar yakınsın.
Durgunluğum, senin avuçlarında kaybolan bir nehir,
Hasretin, gözlerimde her sabah yeniden büyüyen o kadim şehir
Tedirgin bir gecenin içinden süzülen,
Hüznün ve sevdanın imbiğinden geçen,
Belli belirsiz,
İnce bir umut gibisin.
Bir çocuğun gülüşü kadar savunmasız,
Bir şiirin son dizesi kadar yarım kaldım.
Ama tam da bu yüzden sahici,
Tam da bu yüzden masumdur bu sızı.
Bilirsin, seni özlemek,
Sana dönmek, kapını çalmak değildir artık.
Seni özlemek,
Kendimde eksik kalan o ıssız yere,
Korkularımı sindirip adını fısıldamaktır.
Ve belki de asıl mesele,
Bulamadığımı sende değil,
Sana bakarken kendimde aramaktır.
Çünkü her sevda,
Kendi uçurumundan kendine düşmekmiş meğer.
Şimdi bir akşamüstü sessizliğinde,
Kırık bir dal gibi eğilmişken kalbim,
Seni sevmek,
Kendi karanlığımda rehin kalan
O ince umudu serbest bırakmaktır.
Kayıt Tarihi : 26.12.2025 10:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!