Bataklıklara bıraktığın bedenim
Muhtaçtı zaten
Hep çamurlara…
Aldanma sakın hasır otlarının aşkına
Meftun olmaya gör rüzgarlara dönüp sırtını
Bırakıverir seni kumlarla bir başına
Buruk da sevilirmiş, sonrasız...
Zaten nedir ki, zaman?
Geç, ve göç gibi ırak işte verdiği,
Düşlerin.
Yalnızlık ve yavanlık kadar ayrı,
Ama bir o kadar da bitişik işte,
Gelme artık
Düştü gecelerime bir kez daha hazan
Dayanamayıp kahırlarına ayazların
Bırak düşsün istediği kadar yapraklar
Korkutmuyor karanlıkların, fırtınaların
Gelme artık, istemem
Elbet bir bildiğim olacak
Arkanı dönersin
Ve değişir bildiğin her şey…
Yaşadığın ve zannettiğin kanıksamalar
Gün ortasında afallamalar
Geceden bölük pörçük ayrılmalar vardır
Nedensiz bir sonbahardı gözlerin
Hükmü ezellere varan...
Bir noktadan başladığında anlamlar
Başkalarının dinlencelerine bırakma şiirlerimi
Ve sana
Sana
Tüm mısralarım…
Yıldızlı göğe sakladığım tüm ihtiyatlarım hınçlarıyla
Umursamadan sevinç dilimlerine bağlı saatleri
Sessizce bıraktığımdı hazan,
Başucuna.
Sararmış benzimdi,
Doluşan yapraklar,
Yatağına.
Bir kemanın içli ağlayışından süzülürken,
Vaktin bile azap verdiği
Tükenişler
Karlar yağıyor üzerimize
Islak bir lekeye sürtündüm
Körkütük bir tren istasyonunda
Sanki bulaşıcı bir hissiyata kalmışım
Sanki geceyi iskeleye bağlamışım
Sanki havsalamda bir fabrikanın homurtusu
Asırlardan ihtiyarlamış
Nereden sokuldun hayatıma?
Oysa
Alışmıştım ben ayazlarına
Gecenin.
Yakmıyordu artık soğuklar boğazlarımı
Rüzgar bile acırdı halime
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!