Gece bütün kötülükleri içinde barındırır derler. Oysa gece karanlığın da içimize yansımasıdır. Gün ışığıyla üzerine basıp geçtiğimiz ne varsa gece size onları hatırlatır. En özel ve güzel şiirlerin, en vurucu hikayelerin, en cesur saatlerin, tüm perişanlığın, yalnızlığın da en gün halidir gece.
Cezmi Ersöz'ün dediği gibi; Sırtın pencereye dönük başın öne düşmüş bir inanç titreşir yaralı yorgun omuzlarında/Ne zaman adın geçse eski bir Türkçe kitabında aşk kararmak üzeredir odanda.
Bu sözün gün ışığında yazılma ihtimalini düşünmek bile saçma gelmektedir.
Ya da Attila İlhan'ın, Elinde değildir akşam serinliğinde üşürsün/Eylülden itibaren geceler hazindir, uzundur.
sözünde hikayemizin adresini vermemiş midir?
Sarhoşluğun da gündüzü olur mu misal, ya da gece yazılan bir kadeh söz kadar etkisi?
Beklenmedik ama geldiğinde de hiç sırıtmayan,
haklı bir sevdaya uğramıştım!
Üstelik durağı da yoktu.
Fakat zamansız bir acı tadı çalmıştık sözcüklerimize.
Sen sinemanın en komik yerinde kahkahanı atarken
ben hüzünle seni izleyip düşler kurardım.
bir adın var bende
yarına dair bugünden
bir gözlerin var bende
bakmak için umuda
bir sesin var bende
duymak için senliğimi
Soğuk bir hücre
Kendimle kaldığım
Ne bardağın ne de yazdığım kağıdın dengesi yok
Suni bir sandalyede
Üstünde bir bankanın reklamlı tahta kalemi
O da gardiyandan düştü
Bir mayıs günüydü
Uzanan ellerin kavuştuğu
Gözyaşlarının silindiği
Bir mayıs günüydü
Öncesinde kuruyan yapraklar, budaklanmamış dallar
Dönsem sen semasına artık bu uzak ilden
Seni sevmeden gönül aşk’ı ne anlar
Bakmadan duymak sağırlığın en alası
Bir sözüyle başında gök, ayaklarında dallar ürperirken
Bir beste geçiyor kalpten
Ona okunmak için
susmanın da bir alfabesi var
tamamı
sessiz harflerden oluşan
KENAN ATTAR
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!