Ne yana dönersek dönelim
Hangi ışığa uzatsak elimizi
Ufukta olsa da gideceğimiz
Tek ve son durağımız orda ol
Ol ki ufkuna ufkumu,
Sevdana sevdamı bağlayayım
Buradasın biliyorum
Bilmediğim dillerle fısıldıyorum
Bildik tatlar
Tanımsız tadını anlatmaya
Sarıp sarmalıyorken kolların
Nefesini hissediyorum nefesimde
Aynada çocukluğuna bakıyor
Dönüşü imkansız
Değişen yüzüne baktı
Sonra saçlarını gördü
Oradan kalan
Okşadı usulca
Bulutlarımın ardına sakladım onu
Parlak kızıl renklerini verecek bana
Renk renk kuşakların
Topraktan, sudan, yeşilden
Ve belki bir çift gözden geleni
Koynuma çekerim bunları
Bembeyaz karlar içindeki
Renk renk menekşeler gibisin yüreğimde
Öylesine zarif
Öylesine narin
Öylesine koklayıp öpesim gelensin
Sarıp sarmalayıp avuçlarıma aldığımsın
Küçük karam
Yağız karam
Yalnızlığına yorarım suskunluğunu
Anlattıkların sen değil
Sen değil karabakan
Nefes alışlarını duydum
Dışarıda yağmur
Vazomun içinde mor bir karanfil
Karanfilin kırmızısını biliriz biz
Pembesi,beyazı,kırmızısı
Bir anlam içerir ancak
Bir yol verir bir anlam taşır
Alışık olmayan bir sesle uyandı
Kendi çocuk rüyalarında
Yüzü koyun yattığı yatağından bir esneme
Belli belirsiz bir şaşkınlık
Bir tanıdık arayan gözlerle
Kollarını usulca doladı boynuna
O an nefes almadan saatlerce bekleyebilirdi
Yeni çıkmıştı o sarhoş eden
Gün içinde hatırladıkça titreten
Sonsuz kadar istenen duygunun zirvesinden
Tedirginlik ve ürperti bir aradaydı
Gizli bir telaş seziyorum
Sessiz çığlıklar yükseliyor derinden
Direniyor sanki yorgunluğa
Geceyi uzatacak belli
Belli, bir şeyler anlatacak uzun
Uzatacak söyleyeceği son sözü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!