kalbim sana tapan bir kuldur
hasretin çırpınışı nabzımda vurup durur
seni yaşamanın tadını anlatır saçımdaki aklar
burnumda tüten çocukluğumun kokusudur.
geldim işte önceki sayfalarda
her sevgi çarpar insanı deli divane eder apansız
yanağından severiz bir bebeği etinden
mısır koçanı gibi güler kollarında diş izleri
bocuk boncuk dökülür içinin kırılması gözlerinden
bir gelinciğe benzer yüzlerinde masumiyetleri.
gözler ki bir ömrün unutulmaz sayfasıdır
ilk satırında yakılır lamba üflenir son noktasında
her kalbin gönderinde dalgalanan şefkatin tanrısıdır.
gözler ki dolunaydır içerinin kırılmaz aynası
bir yanına gam yürür büyür umut diğer yanında
dilmizin ucu kadar uzakta
taşıdığmız o sözcük
hislerimzin anıtı gibi
durur sözlüğümüzün a harfinde
tedavisi imkansız bir virüstür der tarifinde
arapça farsça türkçe almanca
kıyıya vurdu cihanda emsal
hislerimin cesedi bulunmaz cevahirim
yalnızca sen gördün işlemezse gönül
bu faili meçhul kuyumcusu
cinayeti kimse bilmez sırrını
ipuçları yüzünde harflerin mayınına bastın
hangi sözcükleri alır yanına neyi bırakır geriye
giderken çekip giden söylemez imler kalana her şeyin bittiğini
örter anıların yüzüne eskinin perçemini
içini ısıran bir hüzünle yürür hisleri tutulur zemheriye.
göçmen kuşlar misali arıyorsun
içinde yarım kalan iklimleri
çığlık çığlığa çekildin içimden
geldiğin gibi
gözlerimde çürüdü silueti ruhunun
açtın kalbimi kilitlediğin gibi.
usumda sönmez durur
yaktığın meşalenin alazı
yirmi dört saat değil
sonsuza sonsuz kadar
kızıl kor dudaklarında
sıcak tadıyla açar
hangi harfleri taşısam yüzüne alfabeden
mecalsiz kalır sözcükler seni anlatamam
gideceksen yüzünü al git uzak iklimlere
kendini uçurumdan atan bir su gibi
dolsun yüzünün şelalesi içime.
ışığını saklayan isli bir lamba gibi
asılı durur başımın üstünde gökyüzü
bir yağmur damlası gibi süzülerek gel
öldürecek beni bu kalp sürgünü.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!