Kelamın göğsüne yazılan Nur

Kelamın göğsüne yazılan Nur

Bir gece…
sükûnetin bile sustuğu bir anda,
karanlık
göğsünü örterken insanın,
bir nur indi semadan:
“İkra!” dedi Cebrail,
ve dünya bir daha eskisi gibi olmadı.

O kelâm,
nefisle kirlenen zamana
rahmetin imzasıydı.
Gönüller çoraktı,
susuzdu,
kararmıştı…
ama o ilk harf,
yüreğe vurulan mühürdü:
Hakikatin ilk ışığı.

Kelâm,
sadece bir kitap değil,
göğsüne vahiy inen bir yetimin
ümmete dönüşmesiydi.
Kâinatın gözbebeği,
Nur’un göğüste yer tuttuğu
kutsal bir yürüyüştü bu.

Ve her harf,
bir yıldız gibi indi geceye.
Sureler,
yaralı yürekleri merhem gibi sardı.
Bir ayet,
zincirleri çözdü,
bir başka ayet,
kaleleri yerle bir etti.

O günden beri,
her gönül ki Nur’u arar,
kelâmın göğsünde sığınak bulur.
Ve her dil ki,
bir ayetle uyanır,
karanlığa karşı bir meşale olur.

Ey yüreğinde vahyin serinliği dolaşan insan!
Sen susma…
Çünkü kelâm,
senin göğsünde yankı buldukça diridir.
Ve Nur,
senin dilinde döndükçe
ümmet yeniden ayağa kalkar!

Ahmet Nejat Alperen
Kayıt Tarihi : 16.4.2025 19:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!