Kakguburak
ıslıklar eşliğinde,
hatıllardan su içerdi hayvanlar
kaval sesine sürü sürü koşarlar,
küllenir anırır eşekler,
eşinir tavuklar, öter horozlar,
uzaktakine ünleyerek haber ulaştıranlar
baharda-yazda, tarlada dağda insanlar,
ekinde, nadasta, odunda, keçi-koyunda
üşümemek için bir çalının duldasında
bir kuytuya oturulurdu
çokaşırdık bir çoban ateşinin başına
'-önümüz kavurga kavurur,
arkamız harman savurur'du
uzaklarda bir yerlerde
kafes keklikleri öterdi,
ya da kömede, önezedeki avcılar;
yumrukları ağızlarında
kekliği, palazı
taklit ederlerdi
derken oralardan
bir yerlerden gelirdi
dolma çiftenin sesi
kupayın ardı arkası gelmeyen
çemkirmeleri
çok geçmeden karşı dağlardaki
çoban köpekleri
onlara karşılık verirdi
kim bilir belki öldürülen
kekliğe-tavşana
ağıtlarındandı
ya da böylece tüfek sesinden
korkularını bastırırlardı
ama bir gerçek var dı ki:
huzursuzlardı,
çok huzursuzlardı,
DİPNOT
dulda: rüzgardan ya da güneşten korunaklı yer
kuytu: siperli, korunmalı
köme/küme: av beklenen yer, avcı kulübesi
öneze: avcıların çalı yada taşla çevrili yerde saklanarak, keklik sesi taklit ederek tuzak (pusu) kurdukları yer, tuzak
dolma çifte: (fişenksiz) doldurularak atılan çift namlulu tüfek
kupay: av köpeği
Kayıt Tarihi : 1.11.2007 10:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kekliğe-tavşana
ağıtlarındandı
ya da böylece tüfek sesinden
korkularını bastırırlardı
ama bir gerçek var dı ki:
huzursuzlardı,
çok huzursuzlardı,
tebrikler......ve selamlar
TÜM YORUMLAR (1)