Gökten ateş indirir dağda buzlara düşer;
Toprakla buhar olur yürek bir nara düşer;
Boz ayların dördünde gönül efkâra düşer;
Dört yanda İmere'nin cemresinde kayboldum.
Babil bahçelerinde Amyitis avuntusu;
Deniz köpüklerinde bir dalga uğultusu;
Hep aynı yüzle bakar, çobana kuruntusu;
Güneşsiz zamanların zühresinde kayboldum.
Şu tutsak kanatlarım, bir kuşa ferağ olsun;
Hattata derim kağıt, yüreğim çırağ olsun;
Hükümdarlar yaşasın, yoksul Camsab sağ olsun;
Şahmaranın tacında, mühresinde kayboldum.
Koruncaksız, yapayalnız, sersefil ve apansız;
Bir koca gök kubbenin zerresinde kayboldum...
Barınaksız limansız bir aşktayım zamansız;
Katre katre gül yarin çehresinde kayboldum...
Kayıt Tarihi : 10.11.2012 23:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Usu yoğunlaştırarak bütün bilinçlerle 'Kaybolmak' ediminin gerekçesine koşulluyorsunuz kendinizi bir okur olarak.
Geri gelmemek üzere nelerin şiire teslim edildiğini,neyin kaldığını ve bunun hangi NEDEN'e dayandırıldığını,maddi temelinin bunu neden gerekli kıldığını kavrıyorsunuz.
Kaybolmak,varlığını bitirmekte olan birinin son çırpınışı değildir;onu düşündürmekten çok çok ötede,başka bir evren'eşi benzeri olmayan bir GÜÇ'e varma istencinin tezahürüdür aslında.
Bilinç/beden;ayraca alınmış bir yaşamın dışarıda kalanıdır.
Daha kestirmeden söylemek gerekirse usu yoğunlaştırarak son bir bilinçli edimde bulunma isteminin söylemleriyle doludur bu şiir.
Kişinin kendini kaybetme/arama/bulma maceraları bir evrenden öteki evrene nasıl geçmektedir ?
Sorunun yanıtı bu şiirin içindeydi.
Dostum Osman AKTAŞ'ın usta yoğunlaşmasıyla ördüğü bu granit lirizm yapısına hayranlığımı açığa vurarak bakıyor ve kendilerini yürekten kutluyorum.
Erdemle.
+ Tam puanımla.. Ant..
Saygı ve Selamlarımla..
TÜM YORUMLAR (12)