Uçsuz bucaksız bir boşluğa serilmiş gökyüzünün kaygısızlığına bir bak, bak! Heeey duyuyor musun sesimi?
Kaybolan Sevinçlere Dair
I.
döngüsünden geçtiğimiz yap - boz oyunlarının
yanılsamalarından ibaret süreç
alnımıza kazılmış o ölümcül mührüyle
başladı zaman!
zaman ve mekân’ın olmadığı o an;
farkında olmaksızın doğduğumuz sevinç…
ıı.
ne önemi vardı ha bir çingene çadırında
ya da bir bey konağında doğmanın?
…..…mavi boncuklu bir göç yolu
nakışlanmış tahta beşikte ilk uyku
ya da pahalı bir hastane odasında
farkında mıydık buselerin melek mi şeytan mı olduğunu?
ııı.
alp dağlarının muhteşem doğası olabilirdi
soluduğumuz ilk nefes
okyanus ötelerinde ak ya da kara olmasının
ayrıcalığı neydi denizin?
çekik gözlü bir anne memesine sarılmak
savana düzlüklerinde sığır sidiği ilk banyo
kapkara yumuk yumuk bir yaşam
akbabalar bekleyebilirdi başucumuzda.
yine de ilk o an değil miydi ortak sevinç?
ıv.
……….…yönler, yöreler
dağlar, bozkırlar, denizler
ve çöller sinerken ten kokumuza
kim olduğumuzun ne önemi var?
kıçımızda bir şaplaaak, ensemizde bir öpücüktü
hayat…
V.
…Ve büyürken çocuklar!
Mahalleleri vardı kimimizin
kimimizin çıkmaz sokakları
bir oyun parkıydı sanki hayat…
büyüdük
kâğıdı yaldızlı bir parmak çikolatayı sevinç
sayarak
-az eğlenceli değildi hani-
kaymaklı dondurma tadında diller
öyküler, masallar, devler
Mutlu sonlanan saklambaç oyunları
Misket çağlarından geçtik
fırıldaklar- hacıyatmazlar- çemberler zamanı
plastik, lastik, jimnastik, seksek diyarında
parçalanmaya mahkûm uçurtmalar
ardından…
öğrendik düşmancılık oynamayı
sapan, tank, tüfek, kız kaçıran bombalar
hepsini onlar yaptılar…onlar yaptılar
barbie’den çirkin göründü gözümüze
bezden bebeklerimiz
Henüz bir ülkemizin olduğunu bilmediğimiz zamanlardı
ortak alanımız dünya, sınırsızdı sevinç
Sedef Kandemir 2007
__________________
Büyüdük, büyüdük, büyüdük ve taşıyamadık, dağıldık birbirimizden
Yanağını pencere camına yaslamış
Çocuğun nefesindeki buğu
Soluk soluğa bekleyiş
köşeden çıkıp geliverecekmiş gibi
hayaller
Bütün oyunlar biter
yerde hayal kırıkları
oda darmadağınık
bir omuz silkip her şeye
çekip gitmektir
ayrılık.
_________________
…
Bir Celselik Oturum
boşanırdı içimden haykırmak
tüm duvarlara yazmak istediğim çağ
sandaletim bağcıksızdı, kapılar kocaman
oturduğum tahta bank daha yüksekti kapılardan
ve aniden sevdim çiçekleri, çiçekleri kırmızı
büyüyordum şaşırarak…
Şaşmamayı öğretmeli çocuklara
Baba, bana şaşmamayı öğret!
suskunluk öncesi, omuz silkmenin ayrılık demek olduğunu
öğretmeden önce
ötemdeydiler, sıradan bir banktı, bankta oturan genç bir adam vardı
genç adam, genç adamlar, gençtiler, çok gençtiler
bileklerinden kelepçeli
sustum!
sustuk; akademik bir tarzla, uslu, uslu
akademik ve siyasi - siyasi ve askeri her ne haltsa
sorumsuz sualsizdi kimilerimiz
kimselerimiz çaresiz
her kafadan sessizliğin yayıldığı zamanlardı
ah!
tüm korkularınla çığ gibi yuvarlanarak gel tarih,
Direnememenin sonucu çıldırmış genlerime dizgin vur!
Haddime mi isyan?
kimliğim yoktu ki…
uyumlu olmayı becerirken birilerimiz
uygun adımlarla şaşmayarak.
bir tek aşkı bilemedik çocuklar
bir tek aşkı bilemedik çocuklar
ondandır
inanamamanız şimdi hiçbir şeye
sedef kandemir - 2007
Kadından Barışa - Güneşi Öpmek İçin - Ortak Şiirler kitabında yayınlanmıştır
Sedef KandemirKayıt Tarihi : 22.4.2012 04:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile
Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık Afiyet Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
begeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (2)