İnkar ve imha hedeflenerek sorunu çözmek mümkün mü?
Anadolu ve Trakya toprakları üzerinde kurulan üstünde çeşitli milliyet ve ulusların yaşamını ikame ettiği toprakların adı TC’dir. Bu milliyet ve uluslar Anadolu topraklarının renkliliği ve zenginliğidir diye dile getirilmesine rağmen, bunun gereği hiçbir dönemde yerine getirilmedi.
Bunda en büyük payı Kürt gerçekliği aldı. Kürt gerçekliği Anadolu topraklarında yılardır ulusal kimliği inkar edilerek ve bu gerçekliği dile getirenler çeşitli bahanelerle susturulmaya çalışılarak susturuldu.Bir taraftan kardeşim derken diğer taraftan dili ve kültürü yasaklanarak asimile edilip yok edilmeye çalışıldı.
Ulusal kimliğini inkar etmesi dayatılarak Kürt halkına 'Dağ Türkü' denildi. Karda yürürken 'kart-kurt' diye ses çıkarıyor denilerek adının buradan geldiği söylenip aşağılandı.Asimilasyonun boyutu bununla da kalmadı. Dili, türküleri, örf ve adetleri, renkleri yasaklanarak bulundukları yerleşim alanlarının isimlerine dahi tahammül edilemeyerek değiştirildi.
Bununla yok edilebilecekleri sanıldı.Halbuki Kürtler yine bu ülkedeydi, bu topraklarda yaşıyorlardı, bu topraklarda doğuyor, bu topraklarda evlenip
çoluk çocuğa karışıyor, bu topraklarda gömülüyorlardı. Ama yine de resmi olarak yoktular.
Peki ne olmuştu da yok olmuştular?
Gerçeği ilelebet inkar ederek bir yere varılması tarihi diyalektiğin gösterdiği gibi olamazdı ve olanaksızdı.Kürt halkı Anadolu toprakları üzerinde bir gerçekti.İnkar edilmesi ve inkar edilemez diyenler haklıydılar ve haklı çıktılar.
Tarih boyunca iflas eden inkar ve asimilasyon politikaları, Türkiye’de de kaçınılmaz olarak ağır ve sancılıda olsa iflas etmesi kaçınılmazdı.Nitekim şövenizm için acı olan bu sona doğru Türkiye’de de gitmektedir. İnkar politikalarının kaleleri birer,birer çatırdamaya başlamış ve yıkıma doğru gitmektedir. İnkar politikaları iflas etmiştir.
Bu iflastan bir çözüm üretemeyen emperyalizmin işbirlikçisi egemenler ve onların politikacıları direk inkardan farklı olarak yüzeysel bir şekilde Kürt gerçeğini tanıyarak ırkçılık temelinde asimilasyon politikalarını devam ettirmektedir. Ulusal bir uyanış sürecine giren Kürt halkını nasıl pasifize ederiz diye düşünüp,ona göre politikalar üretmeye çalışmaktadır. Yılardır ağalık ve aşiret baskısı altında ezilen yoksul Kürt halkını yine bunların eliyle düzene yedeklemeye çalışmaktadır.Bunun için yeni, yeni kırım ve baskı politikalarını emperyalistlerin yardımı ve desteği ile hazırlayıp devreye sokmaktadır.
Bunun karşısında kedisine devrimciyim,demokratım, sosyalistim kısacası aydınım halkımın yanındayım diyenler tarihi sorumlulukla karşı karşıyalar.
İşgalci ve saldırgan emperyalist ABD’nin,ABD emperyalizmine koltuk değnekliği yapan kapitalist Avrupa’nın dayattığı çerçevelerin dışına çıkmak; diğer taraftan savaş tamtamları çalan ırkçı söven milliyetçiliğin dışında bir çözüm olduğunu göstermek devrimci bir görevdir. Kürt sorununun devrimci ve sınıfsal çözümünü,diğer çeşitli çözümler (aslında çözümsüzlükler) karşısında öne çıkararak halk tarafından tercih edilmesini sağlamamız gerekir.
Kürt sorunu emperyalizmin ve milliyetçiliğin sunduğu çözümlerden hangisini tercih etmemiz gerektiği kıskacından ve Kürt milliyetçiliğinin tekelinden çıkartılarak devrimci çözümler üretme zamanıdır.
Egemenlerin sunduğu çözümler artık tıkanmıştır. Bu tıkanmadan dolayı da politik olarak da iflas etmiştir. Bu iflasla birlikte çözümsüzlüğü çözüm olarak dayatmaktalar. Farklı görüşleri savunuyormuş gibi görünen Kürt milliyetçiliği de çözüm istemeyen emperyalizmin taşeronu konumuna düşmüştür. Politik olarak iflas eden milliyetçi yapılar Kürt olmalarına rağmen Kürt sorunu önündeki en büyük engellemelerdir. Artık Kürt ve Türk sosyalistlerinin bu engellemeleri bertaraf etmesinin zamanıdır.
Sorunu çözmek için sorunu doğru bir şekilde tahlil edip doğru teşhisler koymak gerekiyor. Mücadeleyi de doğru prespektifle yükseltmek gerekiyor. Alman şairin dediği gibi ‘’Mücadele eden yenilgiye uğrayabilir,
mücadele etmeyen zaten yenilmiştir.’’
Yılmadan mücadeleyi emperyalizme karşı UKKTH özgürce belirlediği bir dünya için çabalayalım. Zafer ezilen halkların olacaktır.
KAHROLSUN ŞÖVENİZM…
6 Kasım 2007
Aliseydi TaşdemirKayıt Tarihi : 8.11.2007 17:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yoksa...
kart_kurt demez bu,beyler (!)
var olani kim inkàr eder ki.?
gunesin aydinligina dusmandir,
dolup tasmis karanliklarda,serseriler.
Kart_kurt
kart_kurt
bak!.
yaklasiyor bir bulut.
Gerçegi soylemlestir eyyy.!insan,yol'unu tut
zevat_i batakliga demeliyiz ki,safsatayi unut.!
Gonul haykirisiniz ,sesimiz
soz eden dil'iniz,dil'imiz...
Yoluna koyulmus,ser'imiz
Ne denli has anlatmis Ali Seydi,SAIR'IMIZ...
Saygilar....
SENDEN İYİ BİR HİKAYECİ OLUR
KÜRT HALKI DEDİĞİN İNSANLAR BENİM
BİZİZ
NEDEN BÖYLE BİR AYRIM YAPMAYA MECBURU BIRAKIYORSUN Kİ KENDİNİ...
YAZIK...TARİHİ İYİ OKUYUN..İYİ ÖĞRENİN...ANLAYARAK...
birilerinin hala var olduğunu görmek ne güzel.
birlikte yaşamanın temel unsuru gerçeği gerçekten
algılayıp gereğini yapmaktan geçer.şimdi ,hemen
KRAL çıplak demeli yanlıiş politikaların bizleri ülkemizi nerelere getirdiğini hep birlikte görmeli ve
yapılan yanlışların tekrarına asla müsaade etmemeliyiz.teşekkürler.
TÜM YORUMLAR (3)