kanımızda dolaşan mikrop gibi çürük dişimize bile uğradı yokluğun
kefen üzerimde nasıl duruyor diye denemek gibiydi neredeyse hasret
anlatamam diyemem anlattım sanırım aşkı
bal gibi aktı gözümden merhamet
gidecek yerleri olmayan rüyanın dar oluşu değil mi şu ayrılık
ensemizdeki söğüt dalı incecik bir okşanış
her daim su isteyen bir sebepsizlik değil mi
yakarısı göğü oyaduran
bir ihtiras, ısrarı.
bakışları olsa olsa şefkatle deler ya dağları
gideriz babannemizin dizine hani
böyle güzel bir yolculuğa dönüşü sevdanın
biz de sanıyoruz ki bir nihayet.
sözcükleri boynuna asıp meydan okuyorsun taşlara
duvarlar boyun eğip gidiyor
hasmı kalmıyor hiçbir köylünün şen bedduanla
kavaklar ayaklanıp sınırlara diziliyor
asgari bir harptir bulutların başımıza ettiği
zehir diye içtiğimiz bu ilaç
ilaç bu mimozalardan gelen güzelim esinti
tütün sarının yeşil damarlarımızda pervasız gezindiği
ayrılık değil mi bu karışması her şey in birbirine
ellerin ah isa ellerin
suyun yorumsuz kalışına içerledin
ayakkabının burnu yokladı oklu kirpiyi
gövdeni her sadağın huzuruna ustalıkla gerdin
denemek gibiydi bütün bu beyazlık bir kefeni
derken ne oldu
incelte incelte uzattım galiba ömrümü.
~
Kayıt Tarihi : 29.3.2024 10:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ben teşekkür ederim, selamlar
Yorulsa da terk etmedi
Sevgi
Yaşamanın ağır yükü,
Bedeni..............
Şiirin hasıydı
Tebrikler Halise Hanım...
teşekkür ederim, sevgi selamlarım
TÜM YORUMLAR (4)