Son Yolcunun Ayak İzleri

Münzevi Zeyrek
52

ŞİİR


20

TAKİPÇİ

Son Yolcunun Ayak İzleri


ölüm gibi yalnızlık,
sisli bir akşamüstü
deniz kıyısında,
bir martı sesi kadar uzak...

benden çıkıp gömülüyor sulara,
isa’nın elleri çivileniyor
bir köhne meyhanede,
şarap kan gibi akıyor masalara.

bakamıyorum,
parmaklarımdan sızan hüzün,
sen harf harf içimde,
tek hecelik yalnızlık.

ruh,
yaşıyor en uzun kışı,
gözlerinde kar tutmuş
şehrin çaresizliği.

bir depremin içinde yürüyorsun,
her adımda biraz daha kaybolurken.

ve ayrılık, ve ölüm,
bir bardak boşluğa çarpıyor.

sen ve ben,
çırılçıplak, suskun,
damarlarımda kurumuş bir aşk.

sen su,
ben tuz,
kendi içimizde kavruluyoruz.

ve beynimde uğultular,
bir şehir boşalıyor sen giderken.

ve hayat,
çarpıyor yüzüme,
zaman parçalanıyor takvimlerde.

zehir mi kattılar içtiğim şaraba?

bir güzel düşüyor yatağa yasından,
ben mecnun gibi sokaklarda,
bir gölgeye tutunarak yürüyorum.

zamanla eriyor,
saçlarımdan dökülüyor kar.

bir kelebek ömrü kadar kısa,
yirmi dört bin saat versem sana,
eksiliriz biraz daha.

son yolcunun ayak izleri silindi,
sen sadece baktın.

her şey hınca hınç dolu içimde,
sen gidiyorsun,
bir şehir boşaldı.

her şey karmaşık.
saç, sakal, ben, dünya.

ve uykular bir anlık,
senin kollarında uyanmayacaksam,
öldür beni yalnızlık.

şah damarımda uyuyan bir bıçak,
gecelere doğuyorum,
gündüzlere batıyorum.

aşkı çocuklarından saklayan saklambaçta,
ne ben saklanabildim,
ne mecnun ile aslı,
ne kerem ve leyla.

Münzevi Zeyrek
Kayıt Tarihi : 11.6.2025 20:52:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!