Himmet eyle şahım seni ararım
Sol yanımda sızı mevlâma ikrarım
Dergahına geldim yüzüm sürürüm
Söyle şahım seni nasıl bulurum
Viran gönül dosta meyil vermeden
Uzun ,kasvetli gecelerde beklemek
Yüreği güzel adamlarda kaldı.
Gülüşünde ayıplar saklamak,
Sokak kadınlarının eteklerinde
Kaç yağmurun teni geçti buralardan
Bilinmez ama.....
Yârin otağından kalktım göç eyledim
Bir nefes de bulamadım ben beni
Sevda ikliminde yandım kavruldum
Bir kalemde bulamadım ben beni
Yâr cemalinde gezer seyran eylerim
Sığın Ey Hasretim!
İnanmışlar ordusunun kalesine sığın
Bi mısra boyu yükselsin zaman
Kalender bi kağıt gibi örtsün üstünü
Girdabına sığın uçurum gölgesinde kalmış,
Soğuk betonlar ülkesine gebe kalan kırlangıçlar gibi
Gönlümün muhabbetine doğan çocuk
Henüz uzamamış saçlarında besle umutları
Karanlığın barışa açıldığı maviliğe nazır
Hayatın zulme baktığı etten sınır
Kelimelerin, rükûya durduğu amansız zaman
Günahı sükût içinde bekleyen düşman
Seni düşününce,
Gönül bahçesinde çiçekler tomurcuğa durur
Koca şehrin gözlerinde bayram sabahları
Efkârlı bir tütün sarar köşe başının yalnız çocuğu
Bir anne nasihati gibidir seni görmek saadeti
Yürüyorum karanlığın gölgesinde bu yalnız şehrin
Mavi bi uçurtmaya bağladılar bedenini
Ruhunda en sevdiğin elma şekeri kokusu
Duyulmayan çığlıkların içinde kayboldun
Üzerine gelen insanlığın vicdan sorgusu
Sana kıyan hayânın yoktur kıyam korksu
Ey yavrum!
Geniş zamanlarda
Dar hayaller sardı göz kapakları
Karanlığın tutsak gölgesinde
Merhametin en kuytu köşesinde
Kaçışlar bıraktık ardımızda
Bir dilim ekmeği
Derdimi desem derman bir yardadır
Feleğe küskünüm ömrüm gamdadır
Gül sükunet yolunda niyazdadır
Bülbül gönül içinde mihmandadır
Doğrulmaz belim ömür uzun kervan
Gönlümün can pazarında
Kula nail olmuşum ben
Nefsim sevda şarabında
Bülbüle gül olmuşum ben
Kapında esirlik baki




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!